Yılın bitmesine bir hafta kalmıştı. 2024 yılı aslında beni epey zorlamıştı, zaman zaman ana rahmine dönmek istediğim bile oldu. Rahim, bu yaşama doğmadan belki de en güvende hissettiğimiz yerdi. Eskiden insanların kendilerini güvende hissetmek için mağaralara saklanması, mağaraları kendilerine yuva yapmaları gibi.
Serina Haratoka’nın “Rüya Mağaraları” sergisine (bence sergiden öte bir enstalasyon) MÜMKÜN DERGİ yazarı olarak davet aldığımda, kalbim bu deneyimi yaşamak çok istedi. Sanki sezgisel bir çağrı işittim. Deneyimimi yazıya dökmek üzereyken hissettiklerim iyice demlendi. Soğuk kış günlerinde sıcak bir çay eşliğinde okunacak bu paylaşım yazım ortaya çıktı. Dilerim sizin için de kalbinize alacağınız bir çağrı olur. 24 Ocak’a kadar bu sergiyi görmeye, farklı bir deneyim için ziyaret etmeye imkânınız olabilir.
Rüyalar hakkında iki kitabı olan dostum Seda Özdoğan ile yeni yılı karşılayacak olmanın sevinciyle, ışıltıyla süslenmiş Beyoğlu’nda yürüdük. Hikayesi oldukça eski olan serginin yer aldığı Tokatlıyan Han’a geldik. Bizi güler yüzlü görevliler, “Yukarı dünyaya hoş geldiniz” diyerek karşıladı.
Yaşanmışlıkların derin izleriyle, bilge bir yaşlı dede gibi Tokatlıyan Han, kim bilir ne güçlü hikayelere tanıklık etti. 19. yüzyılda Beyoğlu’nun en lüks otellerinden biri olan mekânın Serina Hanım’ın sergisi için pek çok kontrastı da içinde barındırdığını fark ettim. Yukarıya asansörle çıktık. Hayatımızı bir düğmeye basarak kolaylaştıran yukarı dünyaya hızla çıkaran demirden bir kutuyu kullandık, dönüş yolunda ise taşlarına yaşanmışlıkların izleri yansımış merdivenleri tercih ettik. Asansör ve merdiven metaforları daha enstalasyonu görmeden başına ve sonuna özenle yerleştirilmişti. Serina Hanım’la açılışa özel buluşmamız, onun şiirsel anlatımı, beni; rahim gibi algıladığım, farklı duygularıma temas eden mağaralarda bir yolculuğa çıkardı. Yaşadığımız deneyimleri hissetmek ve hissettiklerimizi ifade edebilmek ne kadar da önemliymiş.
Sergide dört ana mağara var. Size detaylı olarak mağaralarda ne olduğunu aktarmayacağım çünkü her birimizin deneyimi biriciktir, otantiktir. Sizi kendi deneyiminize, farkındalıklarla dolu bir yolculuğa çıkmanıza ancak kendi deneyimimle teşvik edebilirim.
Doğum mağarası, dünyada varoluşumuzun temelinde yumurta olduğunu hatırlattı bana. Kadının yumurtası, adeta varoluşun büyülü anahtarı.
İfade Mağarası: Söyleyemediklerimizin yaşamımıza nasıl yön verdiğini düşünmek çarpıcı değil mi? ifade edebildiklerimiz ise bizi bir o kadar özgür ve özgün kılar. Sırlar, ifade bulduğunda gerçek bir şifaya dönüşür.
Sevgi Mağarası: Sosyal medyada her an artan self(ie) paylaşımları acaba sevgiye olan ihtiyacımızın bir yansıması olabilir mi? Sevebilme ve sevilebilmeyi ögrenmenin başlangıcı, kendimizi (self) sevmekle mümkün, öyle değil mi?
Teslimiyet: …
Mağaralarla birleşen rüya; kimi zaman rehber, kimi zaman şifa, kimi zaman haberci…Hakikat yolculuğumuzda bize eşlik eder. Rüya Mağaraları sergisi, eş zamanlı olarak rüya aleminin yaşam yolculuğumuza mistik katkılarını da hissettiriyor. Sanki rüyalarımız aracılığıyla görünmez, sadece hissedilir olan yüksek benliklerimizle iletişime geçiyoruz. Bu yolculukta da teslimiyeti mecburen öğreniyoruz. Öğrenebildiğimiz kadar…
Her bir mağarada ritüeller dünyasına sanki adım atılıyor. Kişi çağrışımlarla birlikte güçlü bir dönüşümden, adeta bir inisiyasyondan geçiyor. Serina Haratoka, sanatçı kimliğiyle birlikte, benim deyimimle şaman ya da şifacı yanıyla da ışıl ışıl parlıyor. İlhamının ve ışığının bol olmasını diliyorum. Yeni yıla bu deneyimin farkındalıklarıyla girdiğim ve paylaşabildiklerim için şükran doluyum. Rüya Mağaraları, 24 Ocak 2025’e kadar Tokatlıyan Han’ın 5. katında sizi dönüşümsel bir farkındalık yolculuğuna davet ediyor.
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.