İlişkilerde Drama Üçgeni: Prenses, Prens ve Kötü Kraliçe
Dergi İlişkiler

İlişkilerde Drama Üçgeni: Prenses, Prens ve Kötü Kraliçe

Aşk varsa ilişki var. İlişki varsa drama kaçınılmaz.  Hayatımızın birçok bölümünde drama üçgeniyle karşılıyoruz. Ailede başlayan bu üçgen iş hayatımızda ve her türlü ilişkimizde bir şekilde beliriveriyor: Kurban, zalim ve kurtarıcı… Peki bu drama üçgeni içinde biz hangisiyiz?

Yaklaşık 15 sene önce yaşadığı para, ilişki ve sağlık problemleri sonucu içsel yolculuğuma başlayan İlişki Danışmanı Doğan Erim, koçluk, reiki, EFT, NLP, bilinçaltı eğitimleri aldıkça spiritüel konulara, nefes ve meditasyona ilgi duymaya başlıyor. Kendi şifalanma süreciyle beraber de danışmanlık mesleğine adım atıyor. Evlilik ve ilişki danışmanı Erim’e drama üçgenimizdeki rollerimiz değişiyor mu ve bu üçgenden çıkış var mı sorularını sordum. 

İlişki Danışmanı Doğan Erim
İlişki Danışmanı Doğan Erim

Drama üçgeni nedir, kim tarafından bulunmuştur?

Stephan Karpman tarafından 1968 yılında bu kuram ortaya atılmıştır. Kurban-kurtarıcı-zalim olarak 3 ana karakteri özellikle çizgi filmler ve filmlerden esinlenerek ortaya atmıştır. Örneğin Pamuk Prenses kurban, Prens kurtarıcı ve kötü kalpli Cadı Kraliçe de zalimdir. Filmlerde ise zengin baba zalim, kızı kurban ve fakir ama gururlu genç ise kurtarıcıdır.

Drama üçgeni nasıl oluşuyor? Ve ne zaman ortaya çıkıyor?

Küçüklükten çoğumuz özellikle 0-7 yaş evresinde bizi büyütenler tarafından bazı karakterleri görür, modelleriz. Bazılarımız kurban, bazılarımız kurtarıcı ve bazılarımız da zalim (yargılayıcı) roller öğreniriz ve ilişkilerimizde de bu rolleri deneyimleriz. Örneğin baskıcı baba zalim, boyun eğen anne kurban ve ona yardımcı olmaya çalışan çocuk kurtarıcı olabilir. Drama üçgenlerini aile, iş, arkadaş vs. yaşamın her alanında sıklıkla görebiliriz.

ZALİM BAZEN KURBAN BAZEN DE KURTARICIDIR

Peki o zaman kurban kimdir?

Kurban, çok sıklıkla karşılaşılan, hep şikâyet eden, birilerini suçlayan, konfor alanında olan ve samimiyetle kendine dönmeye, gelişime kapalı olan kişidir.

Kurban, hep bir kurtarıcı arar ve bilinçdışı olarak kendisini baskılayan, yöneten bir zalime ihtiyaç duyar. Kendisiyle yüzleşmekten kaçar; çoğunlukla sınırları koyamayan, hayır diyemeyen kişidir.

Suçlayıcı ya da zalim kimdir? Bir zalimin çoğunlukla kurban olma ihtimali yüksek mi sence?

Zalim, baskın olan, yöneten roldür, empati yeteneği çok zayıftır, egosu çok yüksektir, bencildir. Sürekli kendisine kurbanlar arar ve bulur. Baskın hatta bazen narsist yapıda olabilirler. Hep kendileri ön plandadır ve yaşamındaki kişilerin isteklerine, fikirlerine çok önem vermezler. Bolca yargılarlar, kınarlar, eleştirirler, suçlarlar. Zalim bazen yaşadığı baskılı olaylar sonucu kurban, bazen de kurtarıcı rollere girebilir.

Kurtarıcı kimdir?

Kurtarıcı, kurbanın yardımına koşan hep verici olan roldür. Kendisi hariç herkesi düşünür, her ailede bir veya birkaç her türlü angarya işe koşan fedakâr kurtarıcı vardır. Sıklıkla da bir süre sonra sadece verici olduğunu anlar ve alamadığından da şikâyet edebilir. Büyük çoğunluğu başkalarına yardıma koşarken kendisini ihmal eder, ön planda hep başkaları vardır.

Kurtarıcı ile yardım etmek arasında nasıl bir fark vardır?

Kurtarıcı kendini çok ihmal eder, hep vericidir, fedakardır. Yardım etmek ise dengede olup kendini ihmal etmediğin sürece olması gerekendir.

“Kurban, hep bir kurtarıcı arar ve bilinçdışı olarak kendisini baskılayan, yöneten bir zalime ihtiyaç duyar. Kendisiyle yüzleşmekten kaçar; çoğunlukla sınırları koyamayan, hayır diyemeyen kişidir.”

KURBAN- KURTARICI-ZALİM ROLLERİ AİLEDE BAŞLAR

Romantik ilişkileri ele aldığımızda nasıl ortaya çıkıyor bu üçgen?

Örneğin çokça karşılaştığım modellerden biri; kadın baskın, eril enerjisi yüksek başarılı iş kadını… Yargılayıcı olsa, eşi de sorumsuz, baskı yiyen, kurban olabilir. Burada erkek pasif olduğundan kurban rolüne girecektir. Kadın ise zalim rolde iken, zaman zaman da hep verici olup alamadığı için şikâyet edip kurban rolüne girebilir. Partnerler ilişki içinde zaman zaman zalim-kurban-kurtarıcı rollerin her üçünü birden deneyimleyebilir.

Bu roller, bu drama üçgeni ailede mi başlıyor? İlişkilere aynısını mı monte ediyoruz?

Benim hem kendi yaşamımdan hem de bugüne kadar çok sayıda danışanımdan gözlemlediğim kadarıyla evet drama üçgeni çoğunlukla aileden başlıyor. Anne-baba ile anneanne-babaanne-dedeler arasındaki üçgenler çoğu zaman modelleniyor. Aynı zamanda aileden ilişki bağlanma türleri ve şemalar da çoğunlukla kişi tarafından modelleniyor.

Peki burada birinden biri daha iyi ya da kötü diyebilir miyiz? Kazanan var mı?

Bence bu üçgen içindeki tüm rollerin birbirinden çok da farkı yok çünkü hepsi de farklı sorunların kaynağı uç noktalar oluyor. Yani ortada bir kazanan yok.

DRAMA ÜÇGENİNDE YAŞADIĞINIZI NASIL ANLARSINIZ?

İlişkimizde bir drama üçgeninde olduğumuzu nasıl anlayabiliriz?

Eminim ki sorulara verdiğim cevaplar ve yorumlarım sonucu çoktan her okuyan hangi rolde veya rollerde olduğunu çoktan anlamışlardır. Sonuç olarak dominant, suçlayıcı, yargılayıcı özellikler zalim, baskı yiyen, pasif, uysal, sınırlarını koyamayan yapı kurban, kendini ihmal edip herkesin yardımına koşan rol ise kurtarıcıdır.

Buradan çıkış var mı? Bu üçgenin içindeysek ne yapmamız lazım?

Tabii ki buradan çıkış var. Bizler gibi profesyonellerden destek alınabileceği gibi çeşitli kitaplar, uzmanların YouTube videoları, seminerler ve çeşitli yollar ile farkındalık-bilinç sağlayıp bu üçgenden kolaylıkla çıkıp dengeye gelinebilir.

Bize bir mümkün mesajın var mı? Hayatta neler mümkün?

Bence dünyada bedenlenmiş her insanın içinde açığa çıkmayı bekleyen müthiş potansiyel güç vardır ve her türlü hedefe ulaşmak da mümkündür. Yeter ki kişi kendine, İlahi siteme güvensin, inansın ve istikrarla, sabırla bilinçli çaba göstersin.

Bu içerik Mayıs 2022 tarihli Aşk Özel Sayısında yer almaktadır. Dergiyi şimdi okumak için tıklayın.
Bu içerik Mayıs 2022 tarihli Aşk Özel Sayısında yer almaktadır. Dergiyi şimdi okumak için tıklayın.

©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

dilara_duman
Kendini dönüştürme yolculuğunda, dönüşümün en etkin yolunun bilgiyi aktarmak olduğuna inanıyor. Çok satanlar listesinden inmeyen yazar ve kişisel gelişim duayeni Louise L. Hay’in geliştirdiği Heal Your Life eğitmeni. Felsefeyi de kişisel gelişim yolculuğunun bir parçası olarak görüyor.