Her birimiz kendi yarattığımız dünyada yaşadığımızı tüm benliğimizle idrak etsek nasıl olur?

Yaşadıklarımıza tepki vermek yerine, yarattığımız dünya için sorumluluk alabilir miyiz acaba?

İşte yeni dünya; bu idrakle her bireyin dünyada olanları değiştirme çabası yerine, olanlara verdiği içsel tepkileri değiştirme, dönüştürme gereğini ve önemini gösteriyor. Kısacası; yeni dünya olan bitene verdiğimiz içsel tepkilerimizle değişiyor, dönüşüyor. İşte burası nasıl bir seçim yaptığımızın bilincinde olmamızı gerektiriyor. Seçimlerimiz yaşadığımız dünyayı, kendi dünyamızı etkiliyor. Dünyanın manyetik alanı ile kalbimizin manyetik alanı arasında bir ilişki olduğu bilimsel olarak ispatlandı. 

Geçtiğimiz günlerde; farklı kavramlara dair konseptlerin yer aldığı, biraz metafizik, bolca meditasyon ve çok kıymetli şifa çalışmalarının içindeydim. Kendime “Ben Zamanı” yarattım. 

Talep edene, gönülden değişim, dönüşüm isteyene; “Ben Zamanı” sloganından hareketle kendi varlığını onurlandırması, kendini keşfetmesi, şifalandırması üzerine destek olmaya gayret ederken söylediklerimi, öncelikle kendimin yapmamın önemli olduğunu her seferinde kavrıyorum. Bir şeyi anlatmak, paylaşmak, öğretmek istiyorsanız o hali önce kendinizin yaşıyor olması güçlü ve etkili oluyor.

2011 yılında ilk kez Labirent semineri ile tanıştığım, kalbime geldikçe yıllar içinde başka eğitimlerine de katıldığım metafizik eğitmeni ve şifacı Vernon Frost ile beş gün boyunca yaptığımız yolculukta; kalbimizin bilgeliğiyle çalıştık. 

İlk akşamdan itibaren hızlı bir giriş yapıp korkularımızla yüzleştik. Bu güçlü şifa alanının içerisinde korkuların yaşamımıza nasıl da güçlü hükmettiğini hissettim. Korkularla yüzleşebilmek aslında korkuları terk etmek, üzerimizdeki hükmünü kaldırmak demek. 

Ardından izlediğimiz Gregg Braden’ın video röportajı kalbimizin aradığımız tüm cevaplara ulaşabilmemiz için bize yol gösterdiğini, rehberlik ettiğini anlatıyordu. Kadim bilgeliğin günümüz dünyasında bilimsel ispatlarının olması muhteşem değil mi? 

GÜCÜMÜZÜ GERİ ALMAK MÜMKÜN

Yeni dünyada her geçen gün artan ruhsal eğitmen, usta, hoca varken kalbimizin kendimiz için en doğru, sağlıklı rehber olduğunu içselleştirmek önemli diye düşünüyorum. Keza arayışın içinde kaybolmak ve gücünü ruhsal rehberlere, gurulara, hocalara, eğitmenlere kaptırmak da sık rastlanılan bir durum. Sadece bu kişilere de değil, gücümüzü en çok da ailemize, çocuğumuza, eşimize dostumuza, işimize, manipülasyona, medyaya, paraya, bağımlılıklara da verebiliriz. Sadece kişilere değil, olaylara, kavramlara, düşüncelere, korkulara, inanç kalıplarına da gücümüzü vermiş olabiliriz.

Gücünü vermek demek kendi üzerinde otorite kurulmasına izin vermek demek. Bu durumu fark edebilmek ise epey zaman alıyor. Hatta insan, öz deneyimle sabit bu durumda; epey hırpalanabiliyor, gücünü geri alması zaman alıyor. Aman dikkat! 

Fark etmek ve gücünü geri almak ise mümkün.

Zorlandığımız yer ne ise; orası uyandırılmaya çalışıldığımız yer oluyor. Ve ancak uyananlar yeni dünyalarına doğup zorlandıkları yerden geçebiliyor. Tüm bunları yapabilmek için kalpte olmak yeterli… Ne kadar basit görünüyor değil mi? Zihinde yaşamaya programlı insanlar içinse kalbin bilgeliğine teslim olmak hiç kolay olmayabilir. Bu bir süreç ve herkesin süreci, kendi niyeti doğrultusunda oluyor. 

Yıllar önce başladığım “Kalbin Bilgeliğinde Yaşamak” eğitimlerimde Heart Math Institute’ın araştırmalarını anlatıyordum. Yüz yıllar önce kadim topraklarımızın evliyalarının “gönül gözüyle görmek” olarak tanımladığının, araştırmalarla ortaya çıkması o günlerde şaşkınlık yaratıyordu. Bugün ise kalbimizle beynimizi hizalamanın yaşamsal önemini biliyoruz. Bunu yapabildiğimizde tamamdır. Aynı zamanda hizalanmak duru görüşümüzü, hissedişimizi de açar, zenginleştirir. Kısacası kalbimiz bir organdan çok daha fazlası…

Bu yolculukta; ayrıca karma kavramını derinlemesine değerlendirdik. Ne anladığımızı sorguladık. Her birimize göre farklı tanımları olsa da can alıcı nokta şu; karmaları tamamlamak AFFETMEK ile MÜMKÜN. Affetmek kalpte yaşamaya giden en kestirme yol…

Bu sebeple; yeri gelmişken hep birlikte sesli okuyalım lütfen…

• Seni seviyorum.
• Beni affet.
• Özür dilerim.

Teşekkür ederim.

(Ho’oponopono nedir? Araştırın lütfen :))

Kutlamak bir diğer önemli kavram; cebinde ne kadar para olduğuna bağlı kalmadan yaşamı kutlamak… Kendine kutlamalar hediye etmek, varlığını onurlandırmak. Heyecanı, yaşam coşkusunu, yaşam enerjisini artıracak unsurlar… Güldüren insanlarla yaşamak, aşırı ciddiyetten uzak kalmak ise çok besleyici… O yüzden gün geliyor sosyal çevremiz komple değişebiliyor. Bir zamanlar yediğimizin içtiğimizin ayrı gitmediği insanlarla frekanslarımız farklılaştığı için neredeyse görüşemez olabiliyoruz. 

Kutlamak deyince aklıma Hz. Mevlana’nın ölüm gününe “düğün gecesi” demesi geldi. Düğün bir kutlama ise ölüm de kutlama… Kendi cenazenizi hayal edin. Farz edin düğün tadında; anma merasimi yapılıyor. Sizin için neler söyleniyor? Yaşamınızı nasıl yaşadığınıza dair neler anlatılıyor? Nerelerde, nasıl kalplere dokundunuz? Hayatınızı gerçekten yaşadınız mı? Hangi hayalleriniz gerçekleşti? Ölmeden önce öldünüz mü? Değişim ve dönüşümle yeniden ve yeniden doğdunuz mu? Hayatı keyifle yaşadınız mı? Hayatınızı hiç kutladınız mı?

Ruhumuzun ne öğrenmek istediğine dair bir yolculuk bu…

Yolculuğumuz öğrendiklerimizin zenginliği ve bilgeliğiyle olsun.

Yaradan’a inanın ve hareket edin.

Yeni dünyada yaşamak hayırlı olsun.

Bu beş günlük ‘’Ben zamanı’’ maceramda, kendime yeni dünyama doğuş hediyesi verdiğim için kalbime minnettarım. İyi ki onu dinlemişim. Yolculuğuma eşlik eden cesur Can’larla tanıştım. BİRlikte yeniden doğduk.

Mümkün Dergi için yazdığım bu yazıma konu olan ‘’Yeni dünyama doğuş’’ deneyimini Mümkün Dergi Yayın Yönetmeni sevgili Yaprak Çetinkaya ve Mümkün Dergi Yazarı sevgili Şebnem Toker ile paylaşmak, bu rezonansta buluşmak ise eşsiz bir hediye oldu. Her şey MÜMKÜN!

Sevgilerimle…

©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.