Cahille Sohbeti Kesemiyorsak Ne Yapabiliriz?
Farkındalık Mümkünat

Cahille sohbeti kesemiyorsak ne yapabiliriz?

Hissettiğimiz o tatsız duyguyla aynı sofrayı paylaşıyorsak, nereye gidersek gidelim bizimle iletişime geçmenin bir yolunu buluyorsa, onu kovamıyorsak, çok sıkıldıysak ve bizimle aynı dili konuşmamakta ısrarcıysa onu görmezden mi gelmeliyiz?

Bir sorunu dışarda çözemediğimizde içimize yönelmek, bizler için şahane bir alan açabilir.  Ve birçok kitap, post, blog, içerikte bu şahane öneriyle karşılaşmış olabiliriz.  Jung’un mitoloji ile ilgili söylediği sözün dışında en sevdiğim sözüdür: “İçerideki dışarıdakini yaratır.” Ancak bir içsel dönüşüm, oturduğumuz sofralara gözümüzü kapatmamızı gerektiriyorsa bu ne kadar gerçekçi olabilir? Gerçekten kişisel gelişimin sahici ekmeğinden doyuma ulaşmak, paylaşmaktan geçiyorsa bilinci, öğrendiklerini ve kendine varmak için çıktığın yolun haritasını saklayarak değil, ortaya koyarak büyüyebiliriz.

“Öfke cahil değildir.”

Zihin, kendini bir başkasını görmeden tanıyamayacak kadar diyalektiğe bağımlıyken bütün bu olanları sadece içimizde halledebilir miyiz? Hayır. Halledemeyiz. Bastırabiliriz. Ve fark edebiliriz ki, son 10 yılın, futboldan sonra en çok sermaye yaratan, kişisel gelişim sektörü, birçoğumuzda tepkisizleşmeyi körüklemiş olabilir.  İçimizde harakete geç, konuş, korkma diyen bir sesi öfkeyi kabul edemediğin için görmezden gelmeyi seçmiş olabilirsin. Aynı şekilde sus konuşma bu bizim kavgamız değil diyen sesi de tabi.

Öfke cahil değildir.  Öfke bir benzindir ve zerafetle ya da yüksek sesle bir şeyleri değiştirebilir.  Bir başkasının öfkesine kendince destek verebilmek senin de yolunda ki bir taşı kaldırabilir. Kendini öfkeden ayırabilirsin ancak onu yok sayamazsın.  Bu, bireyin kendine iyi hissetmek için yaptırdığı en büyük manipülasyon olabilir. Şimdi, yanık olma zamanıdır!

Mesele hiçbir zaman sadece iyi hissetmek değildir. Hissetmekte iyileşmektir.  Kendini kendine koyduğun bir karaktere yakıştıramadığın için öfkene haksızlık etmek cahilliktir. Ve sen kendi cahilinle sohbeti yaşadığın sürece kesemezsin.

Aşırı iyi bir haberim var: Bir sorun görünür olduğunda, artık onu sonsuza kadar ortadan kaldırma ihtimalimiz doğar. Ve sorun görünür olana kadar geçen süreçte, içinde bu duyguyu yakalayabilen için altını çiziyorum: Dünya gerçekten cennetten başka bir şey değildir. Bu cennete ulaşmanın yolu sadece tek bir teknikten, tek bir pratikten geçmez. Bir matın üzerinde en doğru şekilde durabilmeyi, kararlarımızın ve seçimlerimizin arkasında durarak da pekiştirebiliriz.

“Cahille sohbeti kesemiyorsak onu ikna etmeye çalışmayı acilen bırakmalıyız.”

Çünkü çaba çoğu zaman direnci büyütür. Söz dinletme arzusunun ardında çoğunlukla bastırılmış bir güç savaşı vardır. Bana göre birey, kişisel gelişiminde gerçekten derinleşmek istiyorsa sadece içsel bütünlüğünü değil, o bütünlüğün yaşadığı toplumla kurduğu ilişkiyi de dönüştürmelidir. Kendi merkezinde kalmak kadar, başkasının merkezine yaklaşabilmek de gelişimin bir parçasıdır. Bireysel yolculuk, toplumsal farkındalıkla birlikte anlam kazanır.

Dönüşüm içimize dönerken dış dünyayı unutuyormuş gibi yapmamaktan geçer. Kendimizi iyileştirirken başkalarının da iyileşmesine alan açarak her zaman sessizliğe değil, dengeli ve gerçek bir farkındalığa yaslanarak ilerleyebiliriz.  Destek almak güvenli, toplumun yarasından aktif bir şekilde şifalanmak ve şifalandırmak güvenli…

İyi hissetmekten başka bir hissin peşinde koşmayan tek duygu rejiminle olan sohbeti hızlıca dönüştürmelisin.

Merve Ergün Kimdir?

Merve Ergün, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu olup 2017 yılından bu yana nefes koçu olarak bireylerin fiziksel ve zihinsel dönüşüm süreçlerine rehberlik etmektedir. Aynı zamanda, Non Red Fish Company adlı proaktif bir reklam ajansının kurucu ortağıdır. Yaratıcı içerik üretimi ve iletişim stratejileriyle ilgilenir. Mitoloji, içgörü ve mindfulness temalarını işlediği yazılarıyla tanınan Merve, sezgisel yaklaşımı ve derin içgörüleriyle geniş bir kitleye ilham vermektedir.


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.