Farkındalık

Olanla kalıp yola devam etmek mümkün

Mümkün… Çok sevdiğim, çok kullandığım, bende çok yer eden bir kelime. Oğlum Çağatay’ın doğumundan itibaren deneyimlediğim süreçte “mümkün” kelimesine bağlılığım arttı.

Nelerin mümkün olduğunu öğrendim.

Çağatay 2011 yılında doğdu. Doğuma kadar her şey yolunda görünüyordu. Eşim de bugüne kadar yüzlerce başarılı doğuma şahit olmuş, kendi alanında iyi tanınan bir çocuk doktorudur.  Ancak saniyenin binde birinde bir komplikasyon gerçekleşti, oğlum oksijensiz kaldı. Üstelik bu durumu ilk anda ve ilk haftalarda kimse anlayamadı. Birkaç ay sonra Çağatay, serebral palsi tanısı aldı. Düşünebiliyor musunuz, bir yetişkin kafasını duvardan duvara vuruyor hiçbir şey olmuyor da bir bebeğin o yumuşacık kafatası, doğum kanalında sıkışabiliyor. Hiçbir sorun olmaması da mümkün iken o kanal nasıl bir anda taş oluyor, kaya oluyor? Bütün olasılıklar değerlendirilmişken, tıbbi her şey yapılmışken, bütün yolculuğun kontrol altına alındığı zannedilirken, tanrısal planda bebeğimin beyninin hasar görmesi de mümkün.

Ama biri diğerinden ne kötü ne de iyi.

ÖNCE MÜCADELE ETTİM SONRA KABUL GELDİ

Çok uzun süre bu deneyimin negatif olduğu algısıyla boğuştum. Oradan oraya koştum, bir uzmandan diğerine, bir ülkeden ötekine… Çok güzel sonuçlar aldığımız da oldu. Ama zihnim hep devredeydi, paniğe kapılmış haldeydim, korku içindeydim, her şeyi kontrol etmeye çalışıyor ve neyi farklı yaparsam onu tamamen iyileştirebilirim diye koşturuyordum. Sonra bu algıdan çıkmanın da mümkün olduğunu öğrendim. Farklı olmak, farklı bir çocuğunun annesi olmak başlı başına benzersiz bir deneyimken aslında hiçbir şeyin negatif olmadığını bilme haline geçmek de çok farklı bir deneyimdi. Bunun da mümkün olduğunu gördüm. Negatif ya da pozitif bir şeyin olmadığını, olayların sadece “olduğunu”, ortada bir hikâye olduğunu ve bizlerin bir hikâyede var olduğumuzu anladım.

Anlam yüklemeden ilerlemenin mümkünlüğünü gördüm.

Olana saygı duymanın, olanı olduğu gibi almanın, olanın içinde yürümenin,

Negatif ve pozitif diye anlam yüklemeden hareket etmenin, olana izleyici olarak, yine de olanla kalabilmenin,

 Olandan kendini sıyırmadan, olanı dışlamadan, olanla kalıp yola devam edebilmenin

Ve tam bu noktada kalabildiğimizde mucizelerin de mümkün olduğunu gördüm.

Mucize denilenin çok büyük olaylar olmak zorunda olmadığını,

Olanla kalabildiğimde, olanla mücadele etmediğimde, oraya bir yakıt harcamadığımda mucize denilen yerin başladığını,

Mucizeyi görebilmeye, lütfu almaya başladığımı,

Hikâyeye başka yerden baktığımda, sıfırda durabildiğimde hayatın bana güç armağanını sunduğunu gördüm.

Oğlumun doğumundan önce nice maddi sıkıntı ile mücadele ederken, bu yeni farkındalığım ile rehberlik yapmaya başladığımda binlerce insana ulaşma şansı bulduğumu, amacım sadece hizmet etmek iken maddi sorunlarımın da çözüldüğünü gördüm.

İşte o zaman gerçek güçle kalabildim.

Gerçek gücün ne olduğunu kavrayınca hayattan destek alabildiğini gördüm.

Gerçek güç sürdürülebilirlik demekti. Sürdürülebilir kıldığım alanlar güçlü yanlarımı temsil ediyordu.

Neleri sürdürebildiğime, neleri sürdürmek istediğime ve bunların benim, ailemin ve yaşamın hayrına olup olmadığını kontrol ettim.

Benim ve yaşamın hayrına olan, güzel olan, iyi olan, hizmet eden her şeyi sürdürmek için farkındalığımı daima yüksek tuttum.

Peki ya oğlum?

Çocuklar ve özellikle farklı gelişen çocuklar farklı olmayı daha önce deneyimlemedikleri için aslında bildikleri bir hali devam ettirirler. Onlar sadece mutlu, neşeli olmak, güvende hissetmek isterler. Anne-baba sakin ve kabuldeyse, çocuk kendini kabul edilmiş hissediyorsa yarım ya da eksik hissetmez, olduğu hali ile tam ve bütün hisseder. Bu tür deneyimlerde sorun aslında çocuğun farklılığı değil onu olduğu hali ile kapsayamamaktır.

Bu deneyimde ben, olanı kabul ederek ona neşeyi, sevgiyi, şefkati, güveni sunduğumda oğlumun mutlu olmasının da mümkün olduğunu gördüm.


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Avatar photo
2003 yılından bu yana kişisel gelişim ve spiritüalite alanında aldığı sayısız eğitim, edindiği pek çok lisanslı uzmanlık ve yaptığı çalışmalarla binlerce insanın hayatına dokunan Saba Deniz Uzun, çalışmalarına Sistem Dizimi ve Somatik Deneyimleme Uzman Uygulayıcısı ve Theta Healing Eğitimcisi unvanlarıyla devam ediyor. Edirne’de kurduğu Carpe Diem Gelişim, Eğitim ve Danışmanlık Merkezi’nde bireysel ve kurumsal koçluk hizmetleri veren Saba Deniz Uzun, kendi yaşam hikayesinin içinde Kahramanın Sonsuz Yolculuğu eşiklerinden zarafetle geçmiş, mağarada uyumuş, ejderhalarla savaşmış, iksiri almış ve nihayetinde hediyeleriyle evine dönmeyi başarmış kahramanlardan biri.