Bir sabah uyandın.
Yüzünde kararlılık, gözlerinde “yeter artık” ateşi.
Tartıya çıktın, nefesini tuttu
Ve o sana baktı.
Sen ona baktın.
Bir dram başladı.
“İki kilo… Sadece iki kilo mu?”
“Yalnız ben her şeyden feragat ettim ya. Hayattan, yemekten, kahveden…”
“O elmalı kurabiye hâlâ rüyalarıma giriyor.”
Ama işin aslı şu ki, sen o iki kiloyla birlikte çok daha fazlasını bırakmışsın arkanda:
Biraz bağışıklığını, biraz enerjini, bir parça da neşeni.
Bugün moda: “Detoksla arın”, “3 günde incel”, “Şeker şeytandır!”
Oysa vücudun öyle düşünmüyor.
Onun aklı hâlâ o akşam yemeğinde yemediğin mercimek çorbasında.
Yani mesele zayıflamak değil.
Mesele, kendini tüketmeden hafiflemek.

Vücudun bir kraliçe gibi hissetmek istiyor, mahzun prenses gibi değil.
Ona sabah elma, öğlen kabak, akşam badem verdiğinde…
“Bu ne ya?” diyor. “Ben düğüne mi hazırlanıyorum, yoksa hayatta kalmaya mı çalışıyorum?”
Sen o sırada Instagram’da tabak süslüyorsun:
Mango dilimi, chia tohumu, spirulina tozu…
Ama bedenin diyor ki: “Bari bir nohut ver de savaşacak gücüm olsun!”
Zayıf olmayı bir ödül sandık hep.
Ama ödül; enerjik uyanmak, beyin sisi olmadan çalışmak, regl günlerinde yataktan kalkabiliyor olmak aslında.
Bunların hiçbirini tartı söylemiyor.
Ama bağırsakların biliyor. Cildin biliyor. Ruhun zaten çoktan anlamış durumda.
Uyku meselesine gelince…
Gece Netflix maratonları, dizinin “bir bölümü daha” tuzağı…
Sabahları zombiye dönmüş ama hâlâ yeşil smoothie peşindesin.
Güzelim, uyku da detokstur. Hem de bedava!
Ve egzersiz…
3 saat spor, üzerine 1 saat Instagram reels’ı…
İç sesin fısıldıyor aslında:
“Bugün sadece yürüyelim mi?”
Ama sen o sesi bastırıp “haydi bir HIIT daha” diyorsun.
Bir noktada bedenin cevap vermez olur. O zaman ne yapacaksın?
İşte bütün mesele bu:
Zayıflamak istiyorsan, içini boşaltmadan yap.
Enerjini, bağışıklığını, ruh halini satma bu uğurda.
Kendine iyi gelen bir yol bul.
Yoksa önce iki kilo verirsin, sonra kendini kaybedersin.
Ve sonra bir sabah tartı yine konuşur:
“Evet, inceldin. Ama artık neşen yok.”
Ona de ki: “Tamam. Bu defa sana değil, kendime çıkıyorum.”
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.