YASAK ELMAYI ISIRMAYA HAZIR MISINIZ?
Farkındalık

Yasak elmayı ısırmaya hazır mısınız?

Cevabınız evet ise bu röportaj size göre. Billy Carson çocukluğundan bu yana dünya ötesi yaşamlar, antik uygarlıklar gibi konuları bilimle birleştirerek araştıran, anlamlandıran bir araştırmacı. Ancak elbette bir gün geliyor ve tüm bu bilgileri başkalarıyla paylaşma arzusu onun da kapısını çalıyor. İşte böylelikle tüm dünyada milyonlarca takipçisi olan forbidden knowledge (yasaklanmış bilgi) doğuyor. Geçtiğimiz yıl ilk defa Türkiye’ye gelen Carson’a turunda rehberlik yaptım böylece onu yakından tanıma şansım oldu. Farklı teorilere açık, olanı alanda görmeyi seçen, dersine çok iyi çalışan bir araştırmacı. Elbette onun teorilerine katılıp, katılmamak size kalmış, ancak emeğine saygı duymamak namümkün. 

Öncelikle kendi yolculuğundan söz eder misin?

Antik uygarlıklar ve uzaylılarla ilk deneyimim 1977’de gerçekleşti. O zaman Florida’daydık. Evimizin arka bahçesinde oynuyordum. Evimiz havalimanının yakınındaydı ve sürekli uçakları izliyorduk. Pervaneli uçaklar ve farklı uçaklar oluyordu. Bir gün bir şey geldi ama çok yavaştı ve bir anda hızlanıyordu, parlayan bir metaldi. Sonra aşağı doğru indi ve durdu, yumurta şekline benziyordu ve ardından bir anda gözden kayboldu. Anneme koştum. Uçak olmadığını biliyordum, kuyruğu kokpiti kanatları yoktu, sesi de yoktu. Gördüğüm şeyin farklı olduğunu biliyordum. Annem, “Oğlum eski zamanda ileri teknolojiye sahip varlıklar vardı ve dağlarda yaşıyorlardı birgün Machu Picchu’ya gidince anlayacaksın.” dedi. Bu sebeple ilk kitabımı ona atfettim ve kapakta Machu Picchu görseli var. Annem 16 yıl önce vefat etti. 

Bu beni tetikledi. 70’lerde kablolu tv yoktu, UFO, uzaylılar gibi kavramlar zihnimizde bile yoktu. Ve annem onları biliyordu. Anneniz onların olduğunu söyleyince ve siz de onları araştırmak istiyorsunuz. Rainbow Park İlkokulu’na gidiyordum. Ansiklopedileri okumaya başladım. Hava araçlarına bakıyordum. Gökyüzünde gördüğüm şeyi arıyordum. Farklı hava araçlarını gördüm ama hiçbiri aradığım araç değildi. Ancak bu arayış sayesinde, 70’lerde havacılık-uzay teknolojisini araştırmaya başlamıştım. Kimsenin o dönemde bilmediği konulardı. Kendim için araştırıyordum. O dönemde ansiklopedileri kapı kapı dolaşıp satıyorlardı ve tam da o zamanlar biri kapımızda belirdi. Annem satın aldı. Satıcı sadece bir kez ilk taksit için geldi ve bir daha da hiç gelmedi. Ansiklopedi sayesinde pek çok bilim alanında araştırmalar yapmaya başlamıştım. Her hafta okuduklarımla ilgili babama rapor hazırlıyordum. Bu sayede tüm bilgiler aklımda kalıyordu. Kurumsal, devletsel teknoloji araştırmalarından da haberdar oldum. Sonrasında antik uygarlık alanlarına ilgi duymaya başladım. Baalbek Lübnan, Giza Mısır, Tiatuca gibi. 20’lerimde yolculuklara başladım. O zamanlar teknoloji ve bu yerleri birbiriyle bağdaştırmıyordum benim için iki farklı alandı.

İlk nereye gittin?

Meksika ile başladım 30 yıl önce. Titikaka, Chichen Itza’ya gittim, bir hafta orada kaldım, araştırdım ve dahası olduğunu anladım. Bu insanların primitif aletlerle buraları inşaa etmesinin mümkün olmadığını anladım. O zamanlar Ancient Aliens gibi yayınlar da yoktu ve tamamen kendi kendime bu kanıya vardım. Böylece iki alan birbiriyle birleştirdi. O zamanlar neredeyse 15 yıldır teknolojiyi araştırıyordum ve bu yapıların ancak böyle bir teknolojiyle yapılabileceğini anladım. Bu antik yerleri gezebilmek için her şeyi feda ediyordum, tatillerimi, kazancımı, özel günleri. 2010 yılında Fort Terra Nova aldı bir proje üstünde çalışıyordum. Büyük bir yeraltı şehriydi. Radius Engineering ile yapıyorduk. Bu şirketin ABD devletiyle de projeleri vardı. Antik uygarlıkları araştırdığımda fark ettim ki tüm hikayelerin bitiminde yeraltı şehirleri yer alıyor tıpkı Türkiye’deki Derinkuyu gibi. Mısır’da, Amerika kıtasında da var. Birileri onların bu şehirleri inşaa etmelerini önermişti ve bunun için gereken teknolojiyi vermiş olmalılardı. İnşaat ile ilgili bilgileri vardı ve ileri teknolojiye sahiplerdi. Jeolojik bir felaket olduğu için yeraltına inmiş olmalılardı. Neden inşaa ettiler? Jeolojik felaket sebebiyle olabilir. Astrofizik çalışmaya başladım. Belki de dünya dışından gelen bir tehlike vardı. Bu sebeple CME’leri (koronal kütle atım)* araştırdım. Güneş dünyaya etki edebilir mi? CME’lerin geleceğini önceden anlayıp hazırlık yapmış olabilirler mi, younger dryası (genç kuruluk dönemi 12900-11700 yıl önce son buzul erimesi esnasında meydana gelen ani iklim olayı) biliyorlar mıydı? Bugünlerde bunu yapan başkaları var mı? ABD hükümetinin yaptığını gördüm ve ben de bir tane istiyorum, dedim. Bu şehri inşa ettim, 150.ooo metrekare feet, 360 kişi burada bir yıl boyunca yaşayabilir ve gizli bir girişi var. Bu teknolojilerle 2013 yılının sonunda proje bitti ve History Channel, Countdown to Apocalypse dizisinin son bölümünde bana yer verdi. Televizyonda ilk defa yer alışımdı. İnşaat sürecinde antik metinlerle çok ilgili değildim. 

Antik metinleri ne zaman araştırmaya başladın?

2010 yılında bu inşaa sürecinin başında çok ilginç bir deneyim yaşadım. Evdeydim ve televizyon izliyordum. Öğleden sonra 5’ti bir anda evin içi lavanta rengi oldu. Çocuklarım benimle oyun oynuyor sandım, televizyon kendiliğinden kapandı. Arkama doğru baktım kimse yoktu sonra önümde 2 tane gri** olduğunu gördüm. Filmlerdeki gibi değillerdi ama benziyorlardı. Dudak ya da burunları yoktu. Uzun kolları vardı. Beynime bir çeşit titreşim yolluyorlardı, çığlık atmak istiyordum ama atamıyordum. O sırada evde çocuklarım ve o dönem evli olduğum eşim vardı. Aynı kattaydık ama kimse bir şey fark etmemişti. Sonrasında griler gitti. Televizyon ve ışık geri geldi. Titriyor ve çığlık atıyordum. Evdekiler çok korktu. O dönemde eşimle zor zamanlar geçiriyorduk, çünkü onlara zaman ayırmıyordum sadece araştırma yapıyordum. Sürekli seyahat ediyordum. Bu olay ise son noktayı koydu. Boşandık. Oğullarımdan biri bugün bile evime gelmiyor, yaşanan olay onu çok korkuttu. Bu konuyu asla kullanmadım, televizyona çıkıp anlatmadım. Çünkü büyük sonuçları olan ve pek çok şey kaybettiğim bir olay oldu. Ancak onların ziyaret edip gittikleri günün akşamı evde ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ve zihnimde bir kelime tekrar edip duruyordu. Worldwide telescope (dünya çapında teleskop). Bilgisayarımı açtım, o zamanlar google yaygın olan arama motoru değildi, excite.com üzerinden worlwide telescope arattım. Bugün de açık olan worldwidetelescope.org sitesini buldum çok şaşırmıştım, zihnimde beliren şey gerçekti. Hemen siteyi ziyaret ettim. Bugüne kadar uzayın çekilmiş tüm fotoğraflarının olduğu bir siteydi. software’i indirdim, Mars’a tıkladım ve panoramalara baktım, rover misyonundan spirit rover ve opportunity rover’a baktım zoom in-out yapabiliyordunuz. Üye olduğunuzda daha detaylı olarak görebiliyordunuz tüm fotoğrafları. Etrafa bakarken Mars’ın üzerinde anormaliler olduğunu gördüm. Eski bir uygarlıktan kalan yapılara benzeyen görüntüler vardı. Peru ya da Mısır’da gördüğüm Bir tapınaktaki yapının çok benzeri nasıl Mars’ta olabilirdi? Bu görselleri farklı sitelerden de araştırmaya başladım, bu bir takıntı haline geldi. Ardından bulduğum anomalileri kataloglamaya başladım. Eski Mısır, Eski Peru uygarlıklarının yapılarına benziyorlardı. İleri düzey bilgiye sahip bu varlıklar demek ki gezegenler arasında da uçabiliyordu. Benzer şekilde bu görselleri araştıran başkalarıyla da tanıştım. 14 kişi olduk, 1 milyon görseli indirip katalogladık 60.000’e yakın anomali keşfettik. Bulduklarımız Ancient Aliens ve History Channel’daki belgesellerde, Discovery Channel’daki belgesellerde yayınlandı, NBC, CNN gibi ana akım kanallarda, Huffington Post gibi basılı yayınlarda yer aldı. Mars’ta piramitler, obeliskler olduğuna dair görseller elde ettik. Mısır ankh’larının da Mars’ta olduğunu gördük hem de birden fazla olduklarını bulduk. Nasa isterseniz rapor yazabilirsiniz dedi. Onlara bir rapor hazırlamak için eski textlere baktım ve igigi adı verilen Mars’ta da çalışan Anunnaki sınıfını keşfettim, Dünya’da Mezopotamya’da bugün Türkiye, Irak, Suriye’yi de kapsayan bölgede bulunduklarını öğrendim. Bugün bu bölgeye orta doğu diyoruz. Atra-Hasis metni de igigi’lerden bahseder. Çok fazla çalıştıkları için ara vermek istediler ve bir çözüm bulmak istiyorlardı. Bunun üzerine Mezopotamya’yı araştırdım. Göbeklitepe ve Derinkuyu’yu öğrendiğimde her şey yerine oturdu. Ana akımın söylediği tarihin başlangıç süresini çok daha eskiye götürdüler. Ve daha da eskiye gidebileceğimiz ortaya çıktı. Tüm gerçekleri halen tam olarak paylaşmıyorlar. Ama yol kat ettik.

Seni bu bilgileri herkesle paylaşman için ne motive etti?

Onlarca yıl içinde bu bilgiye ulaşmak ve hepsini kendime saklamak zorlaştı. İnsanlar bu bilgileri bilirse dünyayı değiştirirler. Gerçekte antik dünyada ne oldu, biz aslında kimiz, nereden geldik, daha önce hangi hataları yaptık ve bunları nasıl düzeltebiliriz sorularının cevabı böylece bulunurdu. Graham Hancock ‘amnezyası olan bir türüz, kim olduğumuzu ve nereden geldiğimizi unuttuk’ der. Sonra bu konuları konuşmaya başladım, insanlar bu konuları kendi araştırmaya başladı. Global bir araştırma takımı kurdum. Bilgileri araştırıp, topluyorlardı böylece geçmişte ne olduğu ve bunu nasıl düzelteceğimize dair daha büyük bir resim oluşturuyorlardı. Bloglar, televizyon programları, podcastler, belgeseller, websitesi kullandım bu bilgileri yaymak için.

Aynı zamanda kitap da yazıyorsun. Kitap yazma sürecinden söz eder misin?

Kitap yazmak çalışmak ve eforun kombinasyonu aslında. İlk kitabım Emerald Tablet Compendium (Zümrüt Tabletleri Derlemesi) 5 yıldır best seller ve yıllarca yapılmış çalışmanın, seyahatin, araştırmanın sonucuydu. O alanda uzman olmanız gerekiyor. Antik Mısır mitolojisi ve felsefesiyle ilgili ve bu konuları çok iyi bilmeniz gerekiyor çünkü Mısır Mitolojisi ve tarihi Yunan felsefesinin de temelidir ve sonra din haline gelmiştir. Materyalleri o kadar iyi bilmelisiniz ki doğru bir şekilde sıralandırabilesiniz. Böylece ortalama bir insan bile anlayabilir. Kitapta, bilimin ruhsallık ve eski teknolojinin bağlantısından söz ediyordum. Tekrar basarken kitabı daha anlaşılır hale getirdik. İnsanlara aktaracağın şey onların sindirebileceği kadar olmalı bunu öğrendim. İnsanları nasıl son sayfaya getirirsin, konudan konuya atlamadan bir yapı nasıl oluşturursun bunu öğrendim. Sonrasında kapağı değiştirdik ve göz alıcı olunca insanlar daha çok almaya başladı. Kitap yazarken telefonumu bir kenara koyuyorum, toplantılarımı iptal ediyorum. Sadece hazır yemek siparişi veriyorum, uyuyorum ve yazıyorum bu kadar. Bu tekniği yazdığım her kitapta uyguluyorum. Beş kitabım var ve hepsi de best seller. 

Senin için 4 ne ifade ediyor?

Çok boyutluluk, 4biddenknowledge, bu isim ilk aklıma geldiğine insanlara yasaklanmış bilgileri vermeyi hedefliyordum ancak bilgiler sınıflandırılmış değildi bu sebeple noktaları birleştirmek zordu. For-için kelimesine bir mana eklemek istedim. Favori sayım 4, 4 Eylül doğumluyum, metatron kübü 4 boyutluydu ve çok boyutlulukta ilk 4 boyutla karşılaşırsınız. Telefonumda saatimde sürekli 444 görüyordum. Pek çok eski uygarlıkta bu muhteşem yapılar da önceden bilmeyle (foreknowledge) oluyordu. Derinkuyu’yu önceden bilme olmadan inşaa edemezsiniz. <Evet arkadaşlar yarın bir yeraltı şehri inşa edeceğiz, uygarlığımızın tüm kaynaklarını kullanalım> diyemezsiniz. Büyük yanlışlar yaparsınız ve yeraltı şehri mezarınız olur. Önceden tamamlayacaklarını ve başarılı olacaklarını biliyorlardı ki bunu yapabildiler. Lojistik vardı, ileri gelişmiş bir planlama olmalıydı, teknoloji olmalıydı, kazıya başlamadan önce bunların hepsi olmalıydı. Dolayısıyla tüm bunları birleştirerek 4biddenknowledge ismine karar verdim.

Gelelim Anunnaki’lere, hangisi senin favorin? 

Favorim Toth, farklı yerlerde farklı isimlerde karşımıza çıkıyor. Afrika’da Tahuti, Nordik mitolojide Odin, Roma’da Merkür, Mayada Kukulkan… Tüm dünyaya bilgi getirip, uygarlıkların kurulmasına yardım etmiş. Metinlere göre Büyük Piramit’in inşaasını o yapmış. Atlantis’li bir rahip olduğunu söylüyor ve insanlara eski Khemit’i (antik dönemde Mısır’a verilen isim) anlatıyor. Büyük tufandan önce zaten ileri teknolojiye sahiplermiş ve Toth bunu tekrar var etmek istiyor.

Şu anda içinde bulunduğumuz dönemi nasıl değerlendiriyorsun? Sence gerçekten karanlık çağın sonuna geldik mi?

Yuga döngülerine inanıyorum. Tetra Yuga’dayız yeniden aydınlanmanın başlayıp tekrar altın çağa döneceğimiz dönemdeyiz. Artık altın çağa giden yoldayız. Yapacak çok şey var ama yaşanılası bir dönemdeyiz çünkü aydınlanma başladı ve insanlar daha önce hiç sormadıkları soruları soruyorlar, olayları farklı perspektiften görüyorlar, alternatif bilgiler artık öne çıktı. Çocukken UFO’yu gördüğümde, iki arkadaşımla çimlerin arasına saklandık ki diğer arkadaşlarımız ne konuştuğumuzu duymasın. Artık televizyonda bunları normal bir konu olarak konuşuyorum. Devlet de bundan söz ediyor, bedenler bulduklarını söylüyor. Kova çağındayız ve herkesin gözü açılacak.

20 yaşından beri antik yerleri ziyaret ettiğini söylüyorsun. Favorilerin hangileri?

Mısır, ne zaman oraya gitsem yeni bir şey görüyorum. Neredeyse her hafta yeni bir keşif oluyor. 2 hafta boyunca kalsam da görecek şeyler bitmiyor. Türkiye’ye geldiğimde buranın da heyecan verici olduğunu gördüm. Çünkü kazılar devam ediyor. Türkiye daha keşiflerin başında dolayısıyla burası da tekrar tekrar gelebileceğiniz ve yeni şeyler görebileceğiniz bir yer. Bu kazılar çok uzun süre devam edecek. Kamboçya’yı çok seviyorum, o sakinlik ve huzur. Angkor Wat dünyanın harikalarından. Burayı yapmak için Great Piramit’i yaparken çok daha fazla çamuru alıp taşımışlar. Dağdan gelen suyun kaynağını bulup, su yolunu değiştirmek için yapay bir yatak yapmışlar ve sulama için kullanmışlar. 130 milyon metre küp çamuru taşımışlar, neye ulaşacağınızı bilmeden bu kadar çaba boşuna harcanmaz. Cichen Itza’da da yeni şeyler bulunuyor. Dünyada görecek çok yer var. Eastern Island’a gideceğim. Ama şu anda iki favorim Mısır ve Türkiye. 

Antik uygarlıklar, uzay araçları, dünya dışı varlıklarla ilgilendiğinde dünyadan kopmak kolay oluyor. Bu iki gerçeklik arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsun?

Dengeyi bulmak zaman aldı. İlk başlarda 24 saat bu alanlarla ilgili araştırmalar yapıyordum ve tavşan deliğinde gibiydim. Ama fanatik olursan ve çok fazla bir şeye odaklanırsan o şey toksikleşir. Bunu fark ettim, kendimi geri çekmeliydim. Spiritüel pratiklerim, ailemle geçireceğim zaman, araştırmam ve yolculuklarım arasında dengeyi buldum. O zaman mutlu oldum ve sevdiklerimi de mutlu edebildim. Kendimi de beslemeye devam ettim. Dengeyi bulmak bazen çok zor oluyor ama çok ileri gidince kendini geri çekip hayatının diğer alanlarına odaklanman gerekiyor. 

Bence çok şanslısın, Elisabeth’lesin ve o dengeyi harika bir şekilde sunuyor.

Kesinlikle öyle. Bazen ileri gittiğimde beni uyarıyor. Unuttuklarımı hatırlatıyor. Takvimimi organize ediyor. Kendime ayıracağım zaman, egzersiz zamanı, spiritüel pratik zamanı hem kendimi hem de ailemi ihmal etmememi sağlıyor. Sizi anlayan ve sizi doğru frekansta destekleyen birini bulmak zorundasınız.

Yeni projelerin neler?

Peru turumuz olacak Haziran’da. Forbidden Tour Mısır turumuz yaklaşıyor. Türkiye’ye de tekrar geleceğiz. Ayrıca pek çok yeni tv dizisi çekiyoruz. Anunnaki belgesel-dizimizin ikinci sezonu gelecek. Artık prodüksiyonu daha iyi kavradık. Kaderini Manifest Et adında yüz yüze sınıfımız olacak. California’ya dünyanın pek çok yerinden kişiler gelecek ve onlara nasıl dengede olabileceklerini, isteklerini nasıl manifest edebileceklerini öğreteceğiz.

Hayatını bir cümlede özetlemen gerekseydi bu ne olurdu?

Bir yaşam 10 kişilik yaşamı sığdırdığım için şükran doluyum olurdu. 

*Koronal kütle atımları (CME’ler), güneşin atmosferi olan koronadan büyük miktarda plazma ve manyetik alan .

**Roswell Grileri veya Griler olarak da adlandırılan gri uzaylılar, dünya dışı yaşam oldukları iddia edilen varlıklardır. Sık sık yakın temas ve uzaylılar tarafından kaçırılma iddialarına konu olurlar.


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

damla_selin_tomru
Reklam ve halka ilişkiler alanında 12 yıl çalıştıktan sonra yaşam amacını keşfetme yolculuğuna çıktı. Bu yolculuk ona iki kitap, yeni bir alanda hizmet imkânı, kadim yerlere tur organize edebilme ve bu alanda röportajlar yapma hediyesini verdi. Heyecanla yeni hediyeleri bekliyor.