İnsan zihni karmaşık bir düşünce, duygu, algı ağıdır ve bunların merkezinde iç sesimiz yer alır. Bu iç ses, sürekli yoldaşımızdır. Öz algımızı şekillendirirken kararlarımızı etkiler ve en derin güvensizliklerimizle korkularımızın bir yansıması olarak hizmet eder. Bir cesaret ve motivasyon kaynağı olabileceği gibi, daha karanlık bir rol de üstlenebilir ve öz saygımızı yok eden amansız bir zorbaya dönüşebilir.
Yeni nesil tarafından “zorbalamak” tanımıyla bir eylem olarak karşımıza çıkan bu sessiz zalimi kendimiz kadar yakından tanıyalım ve biraz da kendi kendine zorbalık olgusunu iç seslerimiz aracılığıyla keşfedelim. Nedenlerini, sonuçlarını ve nasıl üstesinden gelebileceğimizi konuşalım. Gölgede olduğumuzu fark edersek ışığı bulmamız daha kolay olur.
Bir Zorba Olarak İç Ses
İç sesimiz yekpare bir varlık değildir. O genellikle kişiliğimizin, yetiştirilme tarzımızın ve deneyimlerimizin farklı yönlerini temsil eden birden fazla sesten oluşur. Bu seslerin bazıları besleyici ve şefkatli olabilirken diğerleri amansız bir zorba rolünü üstlenebilir. Bu öz eleştirel iç ses bize sıklıkla kendi kendine olumsuz konuşma, kendinden sürekli şüphe duyma ve kendine karşı sert ve yargılayıcı bir tutum şeklinde hitap edebilir.
“İç ses zorbalığın temel kaynaklarından biri toplumsal normlar, kültürel beklentiler ve aile baskıları dahil edebileceğimiz dış etkilerdir.”
Toplumdan veya aile üyelerinden gelen olumsuz mesajları içselleştirdiğimizde iç sesimiz sert bir eleştiriye dönüşerek bu zehirli inançları sürdürebilir. Travma, istismar veya ihmal yaşamış kişiler, bir savunma mekanizması olarak kendine zorbalık yapan bir iç ses geliştirebilirler. Bu ses, önceden eleştirerek ve kendini değersizleştirerek kendini daha fazla zarar görmekten koruma girişimi olabilir.
Yetersizliğimizi paldır küldür suratımıza vuran mükemmellik arayışı da iç ses zorbalığını tetikleyebilir.
“Kendimiz için gerçek dışı yüksek standartlar belirlediğimizde ve bunları karşılamada başarısız olduğumuzda içimizdeki eleştirmen yoğunlaşır ve bize sürekli olarak başarısızlıklarımızı hatırlatır.”
Başarısız olma korkusuyla yetersizlik duygusu birleşerek o günü, ayı hatta yıllarımızı bize zindan edebilir.
Dijital medya çağında kendimizi sürekli başkalarıyla karşılaştırmak da iç ses zorbalığını körükleyebilir. Değerimizi başkalarının seçilmiş görselleriyle ölçeriz.
“Mükemmel hayat yaşayan mükemmel insanların yanında ufacık ve değersiz bir yaşamı sırtlamışız gibi hissedebiliriz.”
İç ses zorbalığı benlik saygısını aşındırırken kendimize ve yeteneklerimize inanmayı da zorlaştırır. İçsel eleştirmenin bu ısrarcı olumsuzluğu, “yeterince iyi değilim” inancını içselleştirmesi nedeniyle kaygı ve depresyonun gelişmesine neden olabilir. Kendi kendine zorbalık, kendimizi sabote etme, kaçınma ve erteleme gibi olumsuz davranış kalıplarına hapsedebilir. İç ses zorbalığına sıkça maruz kalan kişilersek kendimizi sevgi ve saygıya layık görmediğimiz için sağlıklı ilişkiler kurma ve sürdürme konusunda zorluk yaşayabiliriz.
İç Ses Zorbalığının Üstesinden Gelmek İçin Neler Mümkün?
Farkındalık oluşturun ve kabullenin: İç ses zorbalığının üstesinden gelmenin ilk adımı bunun farkına varmaktır. Kendi iç konuşmanıza dikkat edin ve olumsuza dönüştüğünü fark edin. Günlük kaydı, kalıpları tanımlamak için yararlı bir araç olabilir.
Olumsuz inançlara meydan okuyun: İçinizdeki eleştirmeni belirledikten sonra, onun sürdürdüğü olumsuz inançlara meydan okuyun. Bu inançların gerçekliğe mi dayandığını yoksa çarpık algılar mı olduğunu kendinize sorun.
Kendinize şefkatli olun: Bir arkadaşınıza gösterdiğiniz nezaket ve şefkatin aynısını kendinize de gösterin. Kusurlarınızı ve hatalarınızı yargılamadan kabul ederek kendinize şefkat gösterin.
Destek arayın: Arkadaşlarınızdan, ailenizden veya bir akıl sağlığı uzmanından destek almaktan çekinmeyin. İç sesinizdeki zorbalık hakkında konuşmak değerli bilgiler ve duygusal destek sağlayabilir. Farkındalık teknikleri ve meditasyon, düşüncelerinizi yargılamadan gözlemlemenize ve iç sesiniz üzerinde daha iyi kontrol sahibi olmanıza yardımcı olabilir.
İç sesteki zorbalığın nedenlerini ve sonuçlarını tanımak çok önemlidir çünkü bu bize öz şefkat, kendini kabul etme ve kişisel gelişim yönünde adımlar atma gücü verir.
“İç seslerimizin dinamiklerini anlayarak ve onları eziyet kaynakları yerine teşvik kaynaklarına dönüştürmeyi öğrenerek kendimizle daha sağlıklı ve dengeli bir ilişki geliştirebiliriz.”
Kendine zorbalığın kısır döngüsünden kurtulmak için olumsuz kendi kendine konuşmayı aktif olarak olumlu onaylamalarla değiştirin. Kendinizi ne zaman bir kendine zorbalık döngüsü içinde yakalarsanız güçlü yönlerinizi ve yeteneklerinizi vurgulayan gerçekçi hatırlatmalarla buna karşı çıkın.
Kendine zorbalık, birçok kişiyi etkileyen, sıklıkla zihinsel sağlık ve kişisel gelişim açısından derin sonuçlar doğuran yaygın bir sorundur. Sürdürdüğü yıkıcı döngünün farkına varmak, onun pençesinden kurtulmanın ilk adımıdır. Öz şefkat uygulayarak, olumsuz düşüncelere meydan okuyarak, destek arayarak ve farkındalık tekniklerini benimseyerek iç diyaloglarımızı yavaş yavaş öz eleştiriden kendini güçlendirmeye doğru değiştirebiliriz.
Kendine zorbalığın üstesinden gelmek, kişinin kendisiyle daha sağlıklı bir ilişkiye doğru giden ve sonuçta daha tatmin edici bir hayata kavuşma anlamıyla kucaklaşan bir yolculuktur.
“Şimdi düşün ve sor kendine: Başkalarına karşı gösterdiğin affedicilik ve sabrı kendine gösteriyor musun? “
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.