Şaman Juanita Puddifoot bir keresinde “Birinin şaman olabilmesi için hayatında ölüp yeniden doğması gerekir.” demişti. Elisabeth’in yaşamında da birden çok ölüm var. Sanki her ölüm onu yaşam amacına hazırlamış. Farklı yolculukların sonunda da tüm deneyimlerini birleştirmiş ve hizmet etmek için sunmuş. 4bidden Knowledge’ın ortaklarından olan Elisabeth, yazdığı kitaplar, sunduğu topraklanma ürünleri ve atölyeler gibi pek çok alanda deneyimlerini dünyanın farklı coğrafyalarındaki yolunu arayanlarla paylaşıyor. Eğer bana sorsalar “Çok yaşayan mı daha çok bilir yoksa çok meditasyon yapan mı?” diye sanırım cevabım “Bir yaşama çok yaşam sığdıranlar olur”. Elisabeth farklı alanlardaki kariyerlerinin ardınan topluma hizmet etmek alanında ilerlerken 4bidden Knowledge’ın kurucusu Billy Carson ile tanışıyor. Beraber şirketi geliştirip güçlendirirlerken iş arkadaşlığı da hayat arkadaşlığına dönüşüyor. Hayatın her alanında omuz omuza yürüyen bu çift “spiritüel” dünya ile “maddi” dünyayı dengelemeyenlere de örnek oluyor.

Bildiğim kadarıyla biraz alışılmışın dışında bir hayatın oldu. Biraz bahseder misin?
Dinamik bir kariyer hayatım oldu. 16 yaşında model olarak başladım. 18 yaşında bunu derinleştirmek için Los Angeles’a gittim, cebimde sadece 300 dolar vardı. Babamın minivanında yaşıyordum. Üç yıl orada kaldım, hayallerimi gerçekleştirdim.Müzik kliplerinde, sinema filmlerinde, dizilerde oynadım. Dergi kapaklarında yer aldım. Sonra okula geri döndüm gastronomi okudum. Pastacılık alanına odaklandım ve sertifikamı aldım. Okulda çalışmaya başladım, hocamın yanında çalışıyordum ve kendisi o dönemde ABD’deki en iyi 6 pasta şefinden biriydi. 2 yıl onun yanında çalıştım. Sonrasında ödüllü bir restoranda çalıştım ancak bu işin beni öldürdüğünü hissettim ve bu kariyerimi de bitirdim. Gayrimenkul lisansımı aldım ve fark ettim ki gayrimenkul işinden değil ancak insanların kariyer geliştirmelerine yardım etmekten ve sosyal çevre geliştirmekten zevk aldığımı fark ettim. 30 kişilik gayrimenkul takımını yönetiyordum. Sonrasında birkaç senatöre danışmanlık verdim o dönemde Michigan’da bir su sorunu vardı. Çocuklar okuldaki sudan zehirleniyordu. Gayrimenkule ara verip, politikacılarla çalışmaya başladım. Nörotoksinlerle zehirlenen çocuklara yardım etmek istiyordum. Lobicilerle, senatörlerle çalıştım. Çözüm arıyordum ve bana “5 yıl sonra gel” dediler. Halen bu alanda çalışmalarımız devam ediyor. Detroit ve Michigan’da çocuklara 4bidden Knowledge olarak destek oluyoruz. Sonrasında müfettişlik şirketi olan bir arkadaşıma danışmanlık verdim. İlk yıl gelirini %275 artırdım. Bu konuda iyi olduğumu fark ettim. Gelirim artmıştı ve bir arkadaşıma zihinsel sağlık konusundaki şirketi için destek olmaya başladım. Zihin sağlığı benim tutku duyduğum bir alan. Şirketin başkanı oldum. Şirket çok iyi yerdeydi, bu sırada Billy ile tanıştık. Şirketi mümkün olduğu kadar büyüttük ancak şirketin sahibi narsistti ve bırakmak zorunda kaldım. Gönüllü olarak çalıştığım 2 yıldan sonra ayrıldım. Ancak bu alan benim tutkumdu ve Billy ile çalışmaya başladım.
Bir yaşama bu kadar farklı deneyim sığdıran insanların Dünya’da varoluş sebeplerinin birazcık daha farklı olduğunu düşünüyorum. Belki de tüm bunlar seni yaşam amacına hazırlamak içindi.
Kesinlikle öyle. Çünkü yaptığım her şey benim şu anda daha iyi olmamı sağladı. Bu şekilde elde ettiğim geniş sosyal çevremi 4bidden knowledge için kullandım. İş alanındaki deneyim beni detay odaklı biri haline getirdi. İş konusunda da detaycıyım ve azimliyim.
Sadece pasta şefi olup şekerli besinler üretmen biraz tezat olmuş sanki.
Lezzetli pastalar yapıyordum ve hep zihnimde insanları öldürürken onlara nasıl yardım edebilirim diye düşünüyordum. Fon sağlayıcılar buldum, kanserli çocuklar, kadınlar için. Brunchlar düzenledim, bir dj geliyordu, ünlü şefler geliyordu ve etkinlikler düzenleyip bağış topluyorduk. Böylece dengeyi bulduk.
Daha çok soru soran, alternatif tarihi takip eden insanlar için dünyaya köklenmek zordur özellikle iş ve para konularında. Ancak sende gördüğüm iki alanda da dengeli olman. Bunu neye borçlusun?
Hayat bir yolculuk ve bu yolculuğu izlemek heyecan verici. Aslında evrende harika bir denge var ve insanlar uyandığında bir şeyler keşfedince dengeyi kaybediyorlar. Çok fazla bilgi geliyor bir anda. Dolayısıyla denge şaşıyor. Benim için de öyle olduğu. Uyanır uyanmaz “herkesi uyandırmalıyım” hissiyle harekete geçtim. Buna inanmalısın, bak burada bile değiliz aslında gibi bilgiyi yaymaya çalışıyordum. İçimde dengeye gelmeliydim ve herkesin bu gezegende kendi yolculuğunda olmasına izin vermeliyiz. Hazır olanlara yargılamadan bilgi vermeliyiz. İnsanlara kendi inancımızı sunmamalıydık, onlara ilham olmalıydık. İnsanların değişmesi için onlara ilham olmalıydık. İnsanları oldukları gibi kabul ediyorum ve minik tohumları bırakıyorum ki hazır olduklarında açılsın. Tüm bilgiler arasında en önemlisi kontrol edilebilecek olanlara odaklanmak. Örneğin Gazze’de olan bu üzücü savaşa odaklanabilirim ya da şu anda ülkemde olanlara. Ancak bu beni mutsuz edecek ve hiçbir şeye yaramayacak. Bu negatif düşünce kollektif bilinci etkileyecek. Bu nedenle kontrol edebileceğim şeylere odaklanıyorum. Beynimizin her gün kaldırabileceği bir düşünce sınırı var. Kendimize süreci sindirmek için ara vermeliyiz. Her şeyi içselleştirirsek kayboluruz. Günde en az 5-10 dakikanızı meditasyon için ayırın. Aslında buna meditasyon bile demiyorum. Çünkü insanlar meditasyondan korkuyor, zihnimi durduramıyorum diyorlar. Bu nedenle kendi zamanın demeyi seviyorum. “5-10 dk kendine zaman ver, içinde neler var keşfet” bunu yapacak zamanımız olmuyor hayatın işleyişinde. Ben gerçekten neye ihtiyaç duyuyorum diye sormuyoruz oysa sorduğumuzda rahatlıyoruz. Çünkü hayatta olanlara cevap veren bir moddan kendimize soru soran ve kendimize cevap veren bir moda geçiyoruz.

Bazen dışarıda olanlara o kadar çok odaklanıyoruz ki içimizde neler oluyor anlamakta güçlük çekiyoruz. Senin “elevated consciouness” (yükselmiş bilinç) olarak tanımladığın bir konsept var. Bundan söz eder misin?
Benim inanç sistemime göre herkesin travması var, bebekken doğum anında bile travma oluşuyor. Ve travmalarla yüzleşmeşsen onlar kendini gösteriyor ve aslında biz seçimlerimizde olan değil ona tepki veriyoruz. Aslında stimulus ve cevap arasında boşluk yok, insanlar çok reaktif, her şeye tepki gösteriyorlar, hemen yükseliyorlar bu sebeple onlara yürüyen zombiler diyorum. Çünkü bilinçli olarak yaşamıyorlar, insanlar gölge çalışması yapmalı. Benim pek çok travmam vardı bu sebeple çok fazla çalışma yaptım. Artık bunlardan duygusal tepki vermeden söz edebiliyorum. Çünkü bunlarla yüzleştim. Gençken cinsel istismara uğradığımı söyleyebiliyorum ve duygusallaşmıyorum. Dolayısıyla artık beni geri çekmiyor. Bir şey beni üzdüğünde duruyorum hemen tepki vermiyorum. Hayatın sırrı bu. Bilinçli yaşamak istiyorsun, manifest etmek istiyorsun, o zaman travmalarınla yüzleşmelisin. Ancak o zaman, niyetli bir harekette bulunursun. Eğer travmalarınla yüzleşmezsem ilahi olanla tam bir bağ oluşmaz, cızırtılı bir radyo istasyonu gibi olur. Ama bu kanal netleşince her şey kendiliğinden gelir. 20 yıldır kendimle çalışıyorum, 90’ın üzerinde holistik model kullandım. Travmalarımın enerjisel, fiziksel, zihinsel olarak bedenimden çıkması için çalıştım. Artık cevaplar bana hemen geliyor. Egom ben bunu yapmak istiyorum, istemiyorum diyor ama bana doğru cevap anında geliyor. Tüm bunlar temizlenince bu ilahi akış netleşiyor. Aslında hepimizin için de bu kıvılcım var, hepimiz yıldız tozundanız. Evrendeki tüm bilgi içimizde.
Bu net yayına ulaşabilmemiz için bize hangi teknikleri önerirsin?
Köklenmek, çapalanmak yeryüzünün yüzeyiyle bağ kurmak, çıplak ayakla gezmek. Bu sayede yeryüzündeki negatif iyonları alıyoruz. İltihaplanma, ateşlenme mümkün değil köklendiğinde. Böylece sinir sistemin dengelenir, stres hormonların azalır, direncin güçlenir. Vücuttaki ağrılar, stres azalınca zihnin dingileşir. Günde 20-30 dk köklenmek gerekiyor. Eğer dışarıda topraklanamıyorsanız bunu sağlayan cihazlar var, evinizde de kullanabilirsiniz. Topraklanınca her şey değişiyor, daha enerjik uyanıyorsunuz, zihniniz berraklaşıyor.
İkinci önerim EFT, farklı olumlamalarla bedeninizdeki belli bölgelere tıklama yapıyorsunuz. Böylece bilinçaltınızı yanıdan şekillendirebiliyorsunuz. Travmatik deneyimleriniz varsa istismar gibi bununla ilgili EFT yapabilirsiniz. Buradaki duygusal cevabınızı böylece değiştirebilirsiniz. Youtube’ta bir sürü video var, herkes kendine kolaylıkla uygulayabilir ve 2-3 dk sürer. Şefken stresli iş ortamı nedeniyle çok uyguluyordum. Ayrıca nörofeedback ve beyin egzersizi gibi teknikler de var. Böylece beyninizdeki gereksiz her şeyden kurtulabilirsiniz. Sencory deprivation tank deneyebilirsiniz. Fiziksel olarak bedeniniz magnezyum alır ve bu çok önemli çünkü sinir sistemine iyi gelir. Beyinlerimiz asla kapanmıyor ışığa bakıyoruz, güneşe bakıyoruz uyanıkken. Böylece beyniniz bir ara vermiş oluyor ve ne olduğunu neye ihtiyacınız olduğunu görüyorsunuz. Beyniniz theta seviyesine geçiyor ve böylece bilinçaltını yeniden programlayabilirsiniz. Meditasyon için, travmalarla yüzleşmek için harika bir yer. Ben evlatlık edinildim ve doğum tarihimi çok merak ediyordum. Bir gün bunun için su üstünde yüzme tankına girdim (floatation tank) arkadaşım da bu terapiyi aldı ve meditasyon yapıp tarihi bulacaktık. İkimiz de terapiden aynı cevapla çıktık. Dolayısıyla beden ve zihnini bu seviyelere soktuğunda gerçek potansiyelini görebiliyorsun.
Ayrıca takviyeler de öneririm. Yediklerimizden ihtiyaç duyduğumuz besinleri alamıyoruz. Aksine yediklerimizle zehirleniyoruz. Test yaptırıp bir beslenme uzmanına gidip bedeninizin ihtiyaç duyduğu takviyeleri alabilirsiniz. Eğer bedeninizin ihtiyaç duyduğu besinlere almazsanız tam olamazsınız. Mesela magnezyumunuz eksikse anksiyeteniz olur. İyi uyuyamazsınız, bedeniniz dinlenemez. Vitamin D de çok önemli, eksikliğinde depresif hissederiz. Bu nedenle bio hack’ten söz ediyorum.
“Kadınlar topraklanarak iyileşti.”
Ortağı olduğun Mother Earth Effect adlı proje de bu konuyla bağlantılı bundan söz eder misin?
2014’te topraklanmayı keşfettim. Amazon’dan ucuz bir topraklanma çarşafı aldım ilk hafta çok işe yaradı çok güzel uyudum. Ancak sonra çalışmadı ve unuttum. Sonrasında bir yıl sonra büyük bir indirime denk geldim ve tekrar denedim. Tekrar kullandığımda solar pleksusumda bir his oluştu. Nefes alıp verirken 5 dakika içinde en derin nefesi aldığımı fark ettim, o dönem 20 yıldır sigara kullanıyordum. Bu kadar derin nefes alabildiğimde bunun özel bir şey olduğunu anladım. Markanın kurucusuna ulaştım, bu ne bilmek istiyorum, size destek vermek istiyorum dedim. Onunla ve eşi Olivia ile tanıştım ve böylece topraklanma yolculuğum başladı. Olivia ile 2 kitap yazdık. İlk kitapta kadınların yaşadığı iyileşmeler yer alıyor. Kadınlar topraklanarak iyileşti.Yeni kitapta ise erkekler kendi süreçlerini anlatıyor, sonrasında çocuklarla ilgili, otizmle ilgili de kitaplar çıkaracağız. Earthing ile yazdığımız kitapların prodüksiyonunu da yapacağız böylece belgesel ve kısa filmler olacak. Hedefim böylelikle tüm dünyada bir milyon kişiyi topraklamak. Eğer dünyanın yarısı topraklanırsa bu kişilerin bakış açıları değişir, savaşlar, mücadeleler biter. Bize besleyen şeyden doğadan uzak yaşıyoruz bu çok yanlış, doğaya geri dönmeliyiz. Milyarlarca yıl doğa mükemmel bir şekilde yaşadı ve biz kendimizi ondan uzaklaştırıyoruz. Oysa yuvamıza, doğaya dönmemiz lazım.

Peki ya kadın olmak. İçinde bulunduğumuz dönemde kadın gibi hissetmek zor olabiliyor. Ancak seni tanıdığım kadarıyla bunu da çok güzel deneyimliyorsun. Bu konuda ne önerirsin?
İnancıma göre herkes içinde eril ve dişil enerji dengesine sahip bu nedenle bu kadar ilginç varlıklarız. Mesela CEO olduğumda çalışırken eril enerjimdeydim, ama sonrasında dişil enerjiye dönüyordum. Bunu yapabilmek için sakin, besleyen halime dönüyorum. Mesela akşamları epsom tuzlu ayak banyosu yapıyorum. Su, son derece dişil. 20 dk sonra tamamen sakinleşmiş, yumuşamış oluyorum. Bunu tüm kadınlara öneriyorum. birkaç mum ve müzikle bu süreci güçlendirin. Eğer eril enerjim yüksek olursa oğluma anne, eşime eş olamam. Tüm dünyayı omuzlarımızda taşıyoruz, hep besliyoruz, hep birilerine çözüm üretiyoruz, hep şefkat gösteriyoruz peki ya kendimiz? 20 dk yalnız kalmak, anne olmadan, eş olmadan, CEO olmadan sadece kendimiz olarak yumuşak ve huzurlu. Kendimiz için bu zamana ihtiyacımız var.
“Evren, öğrenene kadar dersleri yollamaya devam eder.”
İşinde de eşinle berabersin. Bu dengeyi nasıl kuruyorsun?
Billy ile iş yapmayı çok seviyorum. İlişkimizin en güzel yanı beraber iyi çalışmamız. Bu anlamda denge kurmak çok önemli. İkimiz de iş odaklıyız bu nedenle aşırı çalıştığımızda birbirimizi uyarıyoruz. İlişki özelinde ise zor konuşmalar yapabilmelisiniz. İki tarafta bu ilişkide kendini geliştirmeli. Eğer zor konuşma yapılmıyorsa ilişki yürümeyecektir. Karşı tarafın nasıl tetikleneceğini ve nasıl sakinleşeceğini bilmelisiniz. Takım olduğunuzu hatırlamalısınız, birbirinize karşı değil, ikiniz dünyaya karşı olmalısınız. Birbirinizin düşmanı değilsiniz, bu ilişkidesiniz çünkü beraber olmak istediniz. Rahatlamak ve enerjimizi geri kazanmak için ayda iki gün off günümüz var. Akşamları iş konuşmuyoruz. hem işe hem ilişkiye ayrı saatler ayırmalısınız. Gün içinde de yalnız kalma zamanları yaratıyoruz. Böylece mükemmel denge sağlanıyor. Pek çok toksik ilişkim oldu ve bir gün “yeni ilişkiye girersen toksik olacak önce bunu çöz” dedim ve kendi üzerimde çalıştım. Çok mutluydum, kendimleydim, kendim odaklıydım ve ilişki aramıyorken Billy ile tanıştım. Biriyle olmak gibi bir arayışım yoktu. Böylece ahengi yakaladım. Acele etmeden birbirimizi tanıdık ve ilişki kendiliğinden oluştu. Kendini ne kadar şifalandırırsan dengini bulursun. Bağımsız değilsen narsist birini bulursun. Evren, öğrenene kadar dersleri yollamaya devam eder.
Yeni projelerin neler?
Topraklanma ürünleriyle ilgili projemiz var mayısta prodüksiyona başlayacağız. Evlatlık sürecimle ilgili bir kitap yazıyorum. Evlatlık olmak konusunda kendinle çalışmak, kendinle ilgilenmek konusunda yıllar boyunca kazandığım deneyimi paylaşmak istiyorum. Diğer evlatlıklara dokunmak istiyorum. Harvard Üniversitesi’nde nörobilim kursundayım ve onu tamamlayacağım. Beyin sağlığı konusunda Dr. Amen’in eğitimine katılıyorum. Eğitime devam etmek benim için çok önemli. Ben ve Billy öğrendiklerimizi paylaşmak için durmaksızın çalışıyoruz.
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.