Uygulamalar

Şebnem Toker Seraphim Blueprint’i anlatıyor

Uzun yıllardır kurumsal hayatın içinde üst düzey görevlerde bulunmuş, halen de çok sevdiği mesleğini yapmaya devam eden Şebnem Toker sıra dışı biri. Benim de hem öğretmenim hem koçum hem de canım dostum. Biz onun vesilesiyle her hafta buluşup meditasyon yapan ve Seraphim enerjiyle uyumlanan 7 kadınız. Anlayacağınız aylardır birlikteyiz ve bu meditasyon ve eğitim günlerimiz öyle derin öyle özel ve çoğu zaman öyle neşeli geçti ki sanırım tüm bu zaman dilimi bizi birbirimize de uyumladı.

Benim gibi analitik düşünen ve manevi eğilimleri kemikleşmiş biri için Seraphim Blueprint çalışmaları başlangıçta dalga geçtiğim bir şeydi. Ne yalan söyleyeyim Şebnem Hanım’ın güzel hatırı için başlamıştım ama şimdi, şimdi meditasyon günlerimizi iple çekiyorum…

Şebnem Toker bu müthiş sistemi, Mümkün okurları için anlattı.

Enerji kelimesini çok fazla kullanıyoruz. Bir tanım da sizden alalım mı?

Ben hep fizik bilimcilerinin dahi tarih boyunca enerji tanımlamakta zorlandıklarını düşünmüşümdür. Kendi algımla enerjiyi şöyle açıklıyorum: Etrafımızdaki canlı cansız her varlığın meydana gelmesini mümkün kılan evrensel akış.  Kozmik sistem içerisinde hepimizin birer enerji alanımızın olduğuna ve bu alanla tahmin edemeyeceğimiz kadar büyük bir güce sahip olduğumuza inanıyorum. Tabii tahmin edemeyeceğimiz kadar iç içe geçmiş bir bütünüz, birbirimize olan etkimizi sözcüklerle ifade etmekte zorlanıyorum çünkü birbirine etkisi çok büyük bir güçten bahsediyoruz.

İnsan varlığının enerji kaynakları nelerdir? Onların farkında olmak hayatımıza neler katar?

Ben kendi özüm olarak bu soruyu yanıtlarsam: Işık, güneş, doğa, insanlar, yaradan ve yaratılan her şeyin kalbimde yaratmış olduğu titreşim, benim enerji kaynaklarım. Bu enerji kaynakları bize ne katar? İki kelimeyle açıklamak gerekirse: can verir.  

Seraphim Blueprint çalışması yapıyorsunuz ve ben de sizin öğrencinizim. Hayatımda büyük etkileri olduğunu deneyimledim. Bilmeyenler için çalışma hakkında neler söylemek istersiniz?

Seraphim adı ile bilinen en yüksek unvana sahip bir grup Melek, 11 evrensel enerjiyi bir araya topladı. Evrenimizde bulunan tüm zeki canlılar bu enerjileri şifa ve ruhsal gelişim amaçlı kullanabilirler. Sistemin koruyucu Meleği 1994 yılında Ruth Rendely ile bağlantı kurmuş ve bu güçlü sistemin insanlara sunulabilmesi için ondan aracı olmasını istemiş. Ruth Rendely, Amerika, Avusturalya, Japonya, Avrupa’nın çeşitli ülkeleri ve Türkiye’den öğretmenler yetiştirerek sistemin öğretisini aktarmak konusunda sevgiyle çalışmaktadır.  Tüm öğretmenler Seraph bilincinden gelen aktarıcılar. Seraphim, çok güçlü bir enerji sistemi. 11 enerjinin uyumlamaları ile Seraphim kanalına kalıcı olarak bağlanıyorsunuz. Seraphim Blueprint bir ruhsal gelişim sistemidir, 2. Basamaktan 4. basamağa kadar kişisel ve ruhsal gelişim planını destekler.

Bence Seraphim Blueprint enerjilerinden yararlanabilmek bir ayrıcalık. Neden, dersen enerjiler her kişinin kendine özgü durumuna uyum sağlar ve ruhsal gelişiminde bir üst basamağa çıkmasına izin verir. Bir üst basamağa çıktığında ise kişinin değişen şartlarına uyum sağlayan bu enerjiler, yeni ihtiyaçlarına da uyum sağlayarak kişiye destek olmaya devam eder. Böylece her yeni basamakta, kişiye özel kendini yenileyen enerjiler en etkin şekilde devreye girerler. Enerjiler, bedene daha rahat bir şekilde yerleşebilmeleri için belli bir sırayı takip eder. Biz bunu binanın yapım aşamalarına benzetiriz.

Bizim, kaynağın ışık, sevgi ve şifa frekansına uyumlanmamızı ve bu şifayı yaymaya aracılık etmemizde beklenti şu olmalı: Gerçek potansiyelimizi hatırlamak!

Melek enerjileri konusu pek çok insana tırnak içinde modası geçmiş bir bilgi gibi geliyor. Enerji çalışmaları bu açıdan kolayca tüketilebilecek çalışmalar mı?

İnsan varlığının nefsi var ve ne yazık ki tüketmeyi seviyor. Hem çevremizdeki hem dünyadaki pek çok güzellik, pek çok doğal kaynağın bilinçsizce tüketilmesi gibi evrensel kaynaktan gelen öğretilerin tüketilmesini, insanın dinmeyen arzularının yaratmış olduğu içgüdüsel bir huzursuzluk hali olarak tanımlıyorum. Bu nedenle devamlı yeni öğretiler arayışında olan realiteleri anlayabiliyorum. Melek Enerjileri ve şifa, Meleklerden gelen kanal mesajları bunların hepsi kadim ruhsal şifa öğretileri tarih boyunca tüm peygamberler, kutsal kitaplar ve üstatlar, meleklerin rehberliğinden fayda sağlamışlar ve bizler de sağlamaya devam edeceğiz. Şunu demek istiyor olabilir mi insanlar, “Meleklerin sahip olduğu tüm şifa bilgeliği insanda da var!” Tanımı bu şekilde yaparsak katılabilirim. Kaynak bilincinden melekler aracılığı ile indirilen tüm şifa enerjileri insana uyumlanabilir aktarılabilir özellik taşıyor, bizim DNA’mızın kullanmadığımız parçalarında bu bilgiler var ve onların aracılıklarıyla bilgiyi hatırlıyoruz. Bizim, kaynağın ışık, sevgi ve şifa frekansına uyumlanmamızı ve bu şifayı yaymaya aracılık etmemizde beklenti şu olmalı: Gerçek potansiyelimizi hatırlamak! Bence bizler hayatın spiritüel anlamını bulmaya çalışan insanlar değiliz. İnsan bedeni formunun sınırları içerisinde nasıl yaşayabileceğimizi öğrenmeye çalışan varlıklarız.

Seraphim sistemi nasıl çalışıyor?

Seraphim, Göksel sistemde yaradana en yakın melek grubu, blueprint ise plan. Seraphim Blueprint eğitim sistemi 6 basamaktan oluşuyor ve 11 enerji, belli bir düzen içerisinde 6 basamak boyunca katılımcılara açılıyor.

1.Basamak: Önce kendimizden başlıyoruz birinci basamak bizimle ilgili iyileşme: önce kendimizi, bedenimizi duygularımızı iyileştiriyoruz. Biliyorsun bedenimiz duygularımız üzerinde biriken sıkıntılar pek çok hastalığa sebep oluyor, işte bu basamaktaki enerjiler kendimizi iyileştirmemiz için. Bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor, başkalarını iyileştirebilecek yetenekler kazanıyoruz, ellerle şifa, kristallere bu şifa enerjilerini yüklemek gibi.

2.Basamak: İkinci basamak ise kalıplarımız ile ilgili. Doğduğumuz andan itibaren önce ailemiz ve içinde yaşadığımız toplum, zihnimize pek çok kalıp yerleştiriyor. Diğer yandan önceki yaşamlarımızdan karmik yüklerimiz de var. Bunların hepsi ruhsal gelişimizin önündeki engeller. İkinci basamak enerjileri ile bu kalıplar üzerinde şifalanma sağlıyor ve kalıpları eritiyoruz.

3.Basamak: 3 basamak ise isteklerimizle ilgili dünyaya insan olmayı seçerek geldiğimize göre maddi isteklerimizin olması çok normal bu istekler zaman zaman bizi ruhsal yükselişimizde engelleyebiliyor. 3 basamak enerjileri dünyasal dediğimiz isteklerimizi gerçekleştirmemize yardımcı oluyor. Niyetlerimizi, dileklerimize, dileklerimizi isteklerimize dönüştürmeyi ve sonunda onları gerçekleştirmemize yardımcı oluyor.

4.Basamak: 4 basamak kozmik etkiler ile ilgili. Dünya kendi etrafında, güneş etrafında ve hareket halinde olan bir güneş sisteminin parçası. Tüm bu kozmik etkiler bizim üzerimizde etkilere sebep oluyor. 4 basamak enerjileri kozmik sistemin üzerimizde bıraktığı hasarları iyileştirmek.

5.Basamak: 5. Basamakta aldığımız enerjiler yerküre ile ilgili yani toprak ana. Onu iyileştirmemiz ile ilgili bizlerde diğer varlıklar gibi bitkiler, hayvanlar dünyanın bir parçasıyız yani bütünün parçasıyız bu basamakta uyumlamasını aldığımız enerjilerle hem bütünün bir parçası olduğumuzu deneyimlememizi ve hem bütünün tüm unsurlarını iyileştirme yönünde yetenek kazanmamızı ve diğer parçalarının iyileştirici güçlerine kendimizi açmamızı sağlıyoruz.

6.Basamak: 6. basamakta yaratanın rahmetine kendimizi açıyoruz. İlk beş basamağın iyileştirici etkileri ve pek çok güzel yetenekle donatıldıktan sonra artık kutsal yaratılışın mükemmel bir parçası olduğumuzu deneyimliyor, yaratılan tüm varlıkların içindeki ışığı fark ediyor ve kendimizin bir parçası olduğunu idrak ediyoruz.

Seraphim enerjileriyle kendi kendimize çalışırken dikkat etmememiz gereken şeyler var mı? Prosesler hakkında neler söylersiniz?

Seraphim Blueprint enerjileri etkinleştirilmeyi bekleyen bilgisayar programına benzerler. Bedenlerimizi değiştirmek, yeniden yapılandırmak ve enerjilerin aktarımları belli bir sırayla yapılır. Her bir basamak bir diğerine hazırlık niteliğindedir. Bu nedenle de uyumlamaların belli bir sıralama ile verilmesi, kişinin fizik ve zihinsel bedenlerinin almış olduğu uyumlamaya uyum sağlaması için belli bir süre geçmesi önemlidir. Seraphim yolculuğu kişinin sağlıklı bir beden, evrensel uyum, ruhsal amacıyla bütünleşmiş bir yaşam ve en önemlisi de insan olmayı seçip geldiğin dünyada dilek, istek ve niyetler yaratmayı hedefler. Kutsal yaratılışın parçası olduğunu ve önce kendi, ardından diğer varlıkların içindeki ışığı fark etmeni, idrak etmeni hedefler. Bazı enerjiler kalıcıdır, etkinleştirme gerekmez. Bazılarının ise belli aralıklarla aktive edilmesi gerekir. Bununla ilgili program öğretmen tarafından öğrencilere verilir. Enerji uyumlamalarını aktive etmek çok önemlidir.  İnsan bedenin %70’inin su olduğu ve suyun da bilinci olduğu düşüncesinden yola çıkarak her bir enerjinin etkinleştirmesinde yaratılan bu vibrasyon, kişinin alacağı yolu hızlandırır.

Herkesin bir hayat anlayışı var, sözgelimi benim için onunla temas ilham, neşe ve huzur demek. Siz hayat ile temastan ne anlıyorsunuz?

Her birimizin farklı misyonlarla geldiğimizi düşünüyorum. Ben aktarmayı seviyorum, insan kalbine dokunmayı… Hem göksel sistemde hem de dünyada talep ve ihtiyaç olduğunda, aracılığımla bilgiyi aktarabiliyor olmam benim için önemli. Sadece ruhsal gelişim öğretisinde değil profesyonel mesleğimde de çok insan yetiştirdim. Gençlere tüm bilgimi aktarırım. Bana verilmiş kıymetli bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum öyle ki benim değil de sanki bana emanet edilmiş çok değerli bir parça, bayrak yarışında gibi bu parçayı incitmeden elden ele geçirmeliyim. Bir de yaratıcı fikirler…

Seraph bilincinin hayat görüşünü nasıl anlatırsınız?

Seraph bilinci bizim yani zeki varlıkların mükemmel potansiyele sahip olduklarını hatırlamalarını ve kendi mükemmel versiyonlarına ulaşmalarını ister. İnsan bilinci yaratılan varlıkların içerisinde en yüksek şifa bilincine sahip… Seraphim enerjilerine uyumlanmış öğrenciler birinci basamaktan itibaren birbirlerine şifa veriyorlar (reikide de bu yöntem var) bu “Birinin diğerini şifalandırması, onun diğerinden güçlü olduğu anlamına gelmiyor,” bu, “Birinin verebilmesi diğerinin alabilmesi,” anlamına geliyor.  Pek çoklarımızın iyi hissetmek için kapı kapı dolaşarak aradığımız tüm dış desteğin aslında sende olduğunu sana yaşatıyor. Öyle ki 6 basamağın ardından ileri seviyelerin uyumlamalarını aldığında sen artık fiziksel olmayan varlıklara gerekirse şifa gönderebilen, dünya anneye, gezegenlere, evrene gelecek yaşam modellerine sevgiyi ışığı iyiliği aktarabilen bir aracı oluyorsun. Gücünü bilmek ve sorumluluğunu almak bence muhteşem.

Biz “Hayat zor,” düşüncesiyle büyümüş biz nesiliz. Onun korkulacak bir şey olduğu bilgisini içselleştirdiğimizi görüyorum. Gelecek dediğimizde güzel şeyler hayallerimizde, zorlu deneyimler de gerçeklerimizde yerleşmiş halde. Oysa gelecek bir yanıyla da bizim tasarladığımız bir şey. Geleceğe nasıl bakmalı?

Biz “hayat zor” düşüncesiyle büyütülmüş bir neslin “inadına hayat” diyen temsilcileriyiz.  Huzurlu, mutlu, sevgi dolu bir dünya mümkün mü? Benim için mümkün çünkü ben yaşam yolculuğumuzu seçimlerimizle sürdürdüğümüze inanıyorum. Mutsuz olmanın, mutlu olmaktan, huzursuz olmanın huzurlu olmaktan, neşeli olmanın neşesiz olmaktan daha zor olduğunu ben de elbette biliyorum, pek çoğumuzun geçmiş yaşamlarımızdan çocukluğumuzdan getirdiğimiz travmalarımız var. Ya da çok zor hastalıklarla kendimiz ya da sevdiklerimiz mücadele etmiş ve kazanmışız. Çok sevdiğim bir tanım var “yaralı şifacı” pek çok şifacının yaşam hikâyesini dinlediğinde mutlaka kendinde deneyimlediği bir şifa serüveni vardır. Önemli olan dram yaşamadan ilerlemek değil drama tutunmadan yaşadığın zorluğu bir kaldıraç olarak kullanıp seni bir sonraki aşamaya taşıyacak destek güç haline getirmeyi kullanmayı öğrenmek ve bir sonraki frekansa geçebilmek.

Her bir iyileşme evrensel kütüphanede yerini alır. Ve holografik kalıpların olduğu bu kütüphaneden, talep eden tüm bilinç seviyeleri, bilgiye ulaşır.   

Ben her sabah uyandığımda gün ile bir kontrat yapıyorum. Yaşamın tadının zıtlıklarda saklı olduğuna ve her şeyin zıddıyla anlam bulduğuna inanıyorum. Ben kendi seçimlerimi zıtlığın negatif değil pozitif tarafından yana kullanıyorum. Evrenin mutlak bir düzenleme gücü var. Evrensel akışa inandığında sana sunduğu armağanlara şaşıp kalıyorsun. Hep bir minnet ve hayranlık duygusu ile yaşarım.

Geleceğimizi kesinlikle biz tasarlıyoruz, geleceğimizde pek çok potansiyel var. Geçmiş yaşamlara takılıp kalmamak gerektiğine inanıyorum ve çalışmalarımda da bu konu üzerinde çok duruyorum. Hatta gelecek yaşam tasarım atölyeleri yapıyorum, kişilerin gelişmiş versiyonlarındaki potansiyellerini fark etmelerine aracılık etmeye çalışıyorum. Genel olarak insanlığın düşünce sistemi geleceğin zorluğuna, kıtlığa, karanlık tarafına yönlenmeye çalışabilir. Ancak özgür irade yasası evrensel akışın en kıymetli kurallarından biridir. Hayatlarımızın sorumluluğu bize ait… Sen kendi özgür iradenle durmak istediğin tarafı seçebilirsin. Yaşam seçimlerinde iyiliği, yardımseverliği, paylaşmayı, nezaketi, çevreciliği, sürdürülebilirliği, ihtiyaç duyan talep eden insana, kadına çocuğa, hayvanlara yardımı seçebilirsin. Bak hiç spritüel öğretilerden bahsetmiyorum bunların hepsi öz değerlerimiz frekans geçişi dediğin şey senin yapmış olduğun seçimlerinin ne kadar sevgi ve iyilikten yana olduğu… Ben yaradanıma (evrensel güce) kalbimle, sadakatle, inançla bağlıyım… Kalp sohbetini severim; sezgilerimizi dinlemek de diyebilirsin ve yaratıcılık yaşamımın en basit işlerinde bile uyguladığım bir oyun gibidir. Zorlukla karşılaştığımda hemen yaratıcı çözümü bulmak için beklemeye başlarım ve gelir. Ben yaşamın muhteşem kurgulanmış bir oyun olduğunu düşünüyorum. Kendi bildiğim yöntemler ile oynuyorum. Dolayısıyla oyun arkadaşlarım da çok şükür hep oyunu benim gibi oynayanlar arasından geliyor. Bazen yol arkadaşlarım değişebiliyor o zamanlarda merakla bekliyorum, yeni perdenin oyuncuları kimler olacak… Nasıl bir coşku, minnet duyuyorum, çocuklar gibi seviniyorum; bu macera benim için… Birkaç ay sonra 50 yaşıma gireceğim, zor perdelerde rollerim oldu. Hiç kötü diyebileceğim oyun arkadaşım olmadı, her biri beni bir sonraki sahneye taşıdılar.

“KALBE İNİLEBİLDİĞİNDE ÇÖZÜMLER SADE VE BASİTTİR”

Gün içinde değişen duygularımızı, enerji çalışmalarıyla nasıl dengeleyebiliriz? Ya da dengelemeli miyiz? Şu fikre de katılıyorum çünkü insan tüm duygulara sahip çıkmalı. Siz ne düşünüyorsunuz?

Hayatın içerisinde inişler ve çıkışlar var, dışsal faktörler var. Devamlı aynı bilinç düzeyinde aynı farkındalıkta olaylara bakamayabiliriz. Aksine bizi yaratılan pek çok varlıktan ayıran duygularımız… Mutluluğu, huzuru, sevgiyi arayışımızda samimi isek hiç acı çekmeden hiç gözyaşı dökmeden içsel bir yolculuk yapacağımızı düşünmek hiç gerçekçi bir beklenti değil. Gerçek olan her düştüğümüzde bilinçli olarak kendimizi tutup ayağa kaldırmak ve kaldığımız yerden inançla yola devam etmektir. Samimi arayıcılar kalplerini merkezlerine alırlar. Tüm evrensel şifa yöntemlerinin bence amacı sizi canınıza yani kalbinize bağlayabilmektir. Size aktarılan şifa öğretileri sayesinde beyniniz ve kalbiniz eş frekansta titreşmeye başlamalıdır. Eğer bu akış sağlanamıyorsa uygulamada bir tıkanıklık söz konusu demektir, ya yöntem sizin için doğru yöntem değildir ya da siz uygulamakta güçlük çekiyorsunuzdur. Her iki türlüsü de fark etmez; sizi kalbinize bağlayamayan hiçbir çalışma, sizin için doğru çalışma değildir.  İnsan sosyal varlık belki çok kalıplaşmış bir tanım ama öyle biz dışta olana bitene kendimizi kapatıp duyarsız bir mutluluk oyunundan bahsetmiyoruz. Biz olan her şeyle uyum içerisinde akan bir yükseliş yolculuğundan bahsediyoruz. Zihniniz bir problemle çok meşguldür. Kendi bildiğiniz inandığınız öğretiyle kalpten bir dua edersiniz bir bakarsınız ertesi sabah pat sorun kendiliğinden çözülmüş, al sana mucize. Kalbine inebildiğinde çözümler sade ve basittir. Çünkü onlar yaradanın mesajlarıdır. İstersen senin de sevdiğini bildiğim İsviçreli psikiyatrist Carl Jung’a anlatılan bir hikâye ile bitirelim: Beyaz insanlar kafalarıyla düşündüğü için yanlış yola saparlar ve sorun yaşarlar. Halbuki bütün sağlıklı insanlar kalpleri ile düşünür. Kalbin yolu kesinliği ve amacı doğrulayacak şekilde derin bir merkezilikten geçer. Bu bir doğrulama ve gerçeklemedir. Bu merkezilik inananların söylediğine göre, kalbin doğal niyetidir. Başka türlü yaşayanları görünce dehşete düşerler. Çünkü başka türlü yaşamak kendinizin gerçek doğasından yabancılaşmanız anlamına gelir.

 

 

©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

serda-kranda-kapucuoglu_
Kitap projeleri, yayın danışmanlığı, yazar koçluğu ve geliştirici editörlük yapıyor. Jungian Koç. Birdenbire adlı ilk romanını 2022’de yayımladı. Kurucusu olduğu ZB Akademi’nin Serda Kranda Akademi markası altında hem kurumlar hem de bireyler için editörlük ve yazarlık atölyeleri düzenliyor, editoryal danışmanlık veriyor. 21 Gün Okuyanları adlı okuma kulübünün kurucusu. Mümkün Dergi’nin ve 360 derece editörlük ve yayın danışmanlığı hizmetleri veren Mümkün Ajans’ın kurucu ortaklarından. Edebiyat, felsefe, mitoloji ve psikolojiyle ilgileniyor. 1979 İstanbul doğumlu. Evli, kedili ve iki kız annesi.