Yaşamayı biliyor musun? Ben bildiğimi düşünmüyorum
Farkındalık

Yaşamayı biliyor musun? Ben bildiğimi düşünmüyorum

Yaşamak ne demek? Bir süredir üzerine düşünüyorum ve net bir cevap bulamadım. Bir cevabı bu kadar uzun süre aradıysam bilmiyorum ya da tam olarak bilmiyorum demektir. Ben de peşine düşmeye karar verdim. Yaşamak ne demek?

Çok çalışmak mı?

Çok çalışmak olmadığı kesin. Uzun süredir çok çalışıyorum ve bunun yaşamak olmadığını biliyorum. Çalışmak insanın hayatında bir nebze olmalı, kadifenin yer yer inceldiği alanlar gibi, hayatımızda yer yer olmalı. Tüm hayatı kaplayınca kadife kalmıyor, hayatın dokusu bozuluyor.

Miskinlik mi?

Uyumak, miskin olmak da değildir herhalde. Belki miskinler cevap verebilir buna. Yine de birçok insan gözlemledim, dinledim, hayatlarının içine hatta en derinlerine girdim, miskinlikten çok memnun olanını duyamadım. Miskinlik derinliği olmayan sakin bir film gibi. İnsana “E, ne oldu şimdi” dedirten cinsten. Yavaşlamak belki lakin miskinlik de “Yaşamak nedir?” sorusunun cevabı değil bende.

Çok eğlenmek mi?

Her fırsatta eğlenmek, sürekli dinamik olmak da eğlenmeyi görece dönüştürüyor diye gözlemliyorum. Bir zaman sonra insan çalışmak gibi sürekli eğlenmek zorunda hissediyor. Bütün dikkati eğlenmeye odaklı olduğu için birçok duygusunu geriye atıyor olabilir. Kendini dinlemeye vakit ayırmadığı için dikkati dışarıya yönelik bir ayarda kalmış olabilir. Kendini görmeyenin körlüğü zamana yayılan sinsi bir bulut gibi. Gittikçe körlük artar ve kendinden uzaklaşanın neşesi sadece dudağına yapıştığı kadar, yemek artığı gibi kalır. Tatmin duygusu azalır, daha fazlasına ihtiyaç duyar. “Yaşamak nedir?” sorusunun cevabı bu da değil.

Adanmışlık mı?

Bir şeye çok inanmak ve onun için çabalamak, adanmış olmak da çok çalışma ilkesine dönüyor zamanla. Adanmışlık en çok zamana körlük getiriyor. Adanan kişi yıllarını, ömrünün dönemlerini geçiriyor ve bir de bakıyor ki hayat geçmiş. Hatta adandığı konu, bilgi, inanç öylece duruyor, hala çabaya ihtiyacı var. Hayatını teslim ettiğin adanmışlıktan onu geri almak da herkesin harcı değil. “Buraya kadar” demek yepyeni bir başlangıç demek ve yüksek cesaret ister. Hala cevabı bulamadım.

İdeal hayat kurabilmek mi?

İdealize bir yaşam çizip onu yaşamaya çalışmak da işe yaramıyor. Bir yerde çuval delinip içindekiler kontrolsüzce akıyor. Her sabah 06:30’da kalkıp spor / yoga yapıp…. diye başlayan uyulmaya çalışılan planlar da insanı ayrı bir köleliğe sürüklüyor. İyi olmanın köleliği; bence hayatımızı en çok ele geçiren sessiz gölgelerden birisi. İyi, mükemmel, en iyi, olağanüstü olma çabası insanı hemen içine alıp yutuyor. Mükemmel olma balonu içinde yaşayanı, yaşamı azalan varlıklara dönüştürüyor. Bu da değil.

Çok kazanmak mı?

Kazanmak, kazanca kazanç eklemek, taşı duvara, duvarı eve, evi binaya, binayı mahalleye çevirmek yaşamanın karşılığı mı? Kazanç için hayatı ipotek etmeye değer mi? Kazanmanın çukuruna düşünce insan başka bir şey görmüyor. Aldıkça almak, ödedikçe yeniden almak istiyor.

İyilik yapmak mı?

İyilik yaparak geçirilen hayat yine tek başına değerleri sarsıyor. Sana iyilik yapılmasına izin vermeden nasıl “İyi” insan olursun ki! İnsanlığın ilerleyişini zayıflatan yanılgılardan birisidir sadece “İyi insan” olmak. Hiç de göründüğü gibi değildir. İyilik kimsenin tekelinde değildir, olmayacak da. Almanın aktif olmadığı, başkalarına iyilik için alan açılmayan hayatlar da yaşanmış hayat listemde değil.

Ne geçmişi anmak ne de geleceği doğrultmak için nefes alanlar yaşıyor. Anı anlamak, an kavramını kavramak da çok zaman alıyor, olsun, anı kavramak yaşamayı anlamayı kolaylaştırıyor diye düşünmekteyim.

İnci tanelerim henüz kolye olmaya yetmiyor

Yaşamak deyince gönlümde beliren özgürlük, saygı, zamanla uyumlanmak, doğala yakın olmak, neşe, üretmek, kendim olmak gibi kavramlar sıralanıyor. Hala tam bir his ile birleşmedi bu kavramlar içimde. İnciyi çok severim, her bir kavramı inci tanesi gibi bir araya getirip kendime göre, kendi tasarımımla bir kolye yapmak isterim hayalimde, henüz yapamadım. Onları bir arada tutacak hissi yakalayamadım.

Hepimizin “Yaşamak nedir” denildiğinde gönülden gelen, hissiyle, fikriyle dopdolu cevaplarının olmasına niyet ediyorum.

Sizce yaşamak ne demek?

Sevgi ve şifayla kalın,


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

ebru_demirhan_0104
Çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri, ilkokul öğretmenliği, sosyoloji, çocuk gelişimi lisansları ve psikoloji yüksek lisansı bilgileri ile kurumsal kariyer rotasını kişisel gelişim dünyasına çevirdi. Bilinçaltı konusunda uzmanlaşmış, uluslararası geçerliliği olan çalışmalarla eğitimler verirken bireysel seanslarla da bireye ve bütüne hizmet ediyor.