İçinde bulunduğumuz hikâyeden farkındalık ve meditasyon yaparak çıkmamız mümkün.
Farkında olsak da olmasak da her birimizin yaşam denilen rüyanın oyuncuları olduğuna inanıyorum. Kendimizi zaman zaman rüyaya öğlesine kaptırırız ki gerçek ve rüya arasındaki farkı idrak edemez ve rüyanın içinde boğulurcasına kayboluruz. Rüyanın içine ne kadar derin dalarsak, o kadar kendimizden ve andan uzaklaşır, karanlığın içine gömülürüz. Hatta zaman zaman korku dolu düşüncelerimize öğlesine inanırız ki rüyayı kabusa bile dönüştürürüz.
İyi haber şu ki rüyadan uyanmak ve anın farkındalığı ile aydınlığa kavuşmak mümkündür. Şimdiki anın farkındalığını yakaladığımız kısa bir duraklama, büyük bir dönüşüm potansiyeli taşıyabilir. Herhangi bir anda bile düşüncelerimizin ötesinde var olan ile bağ kurabilir, duygularımızla tam olarak mevcut olmaya zaman ayırarak, bakış açımızı değiştirmek için kendimizi serbest bırakabiliriz. Bu dönüşüm özümüz ile çok derin bir bağ kurmamızı sağlayabilir.
Rahmetli ablamın evliliğinin ilk yıllarında eniştem ile yaşadığı sorunları vardı. Her durumda metanetini, sakin, vakur ve erdemli tavrını tutabilen bilge babam, ablama “kızım, olayların içine çok dalma, dışına çık, yüksel ve uzaktan bak. Kendini bu rüyanın içinde uzaktan izle ve çok kapılma. İşte o zaman aradığın cevapların, derdinin dermanının içinde olduğunu anlarsın” demişti. O günden sonra benim zihnimde bir ışık yandı sanki. “Olayların içinde boğulma, dışına çık ve uzaktan tanık ol.” Muhteşem idi.
Bir şey doğru gelmiyor ve iyi hissettirmiyorsa kısa bir duraklama ve durumun dışına çıkma rüyadan uyanmanıza ve sorun yaratan zihnin ötesine geçmenize yardımcı olabilir. Ardından, normalde yaptığınız gibi otomatik olarak tepki vermek yerine bilinçli bir seçim yapabilirsiniz. Sizi sıkan, üzen, stres yaratan, endişelendiren durum her ne olursa olsun, bir duraklama ve olayın dışına çıkıp, uzaklaşma sizin uyanmanıza alan açacaktır. Düşüncelerin ötesinde var olan muhteşem bir alem var ve bu alem her an orada vardır. Rüyada olduğumuz zaman farkındalığını yitirdiğimiz bu alem her an mevcuttur ve ancak uyandığımızda deneyimlenir. Yoksa deneyimlenen tek yaşam “rüya” olacaktır.
Tiyatro ve oyuncu aynıdır ama sahne ve oyuncular değişir. Bu nedenle, kısa bir farkındalık ve duraklama, rüyadan uyanma değişim potansiyelini yaratır.
Düşünce ile aramıza mesafe koyarak, bir duraklama yapmak ve düşünceyi uzaktan izlemek, bir tiyatro oyununda değişen sahteler gibi, aynı rüya içinde farklı bir durumu bırakıp benzer bir duruma düşmenizi engeller. Rüyada olduğunuz zaman rahatsız hissettiğiniz bir durumdan ve bu koşullardan çıksanız veya kaçsanız bile aynı zihni her gittiğiniz yere taşıyacağınız için eskiyi tekrar edersiniz. Aynen işinden veya eşinden memnun olmayıp, iş veya eş değiştiren kişilerin aynı sorunları her gittikleri yeni ilişkiye de taşıyabilecekleri gibidir. Tiyatro ve oyuncu aynıdır ama sahne ve oyuncular değişir. Bu nedenle, kısa bir farkındalık ve duraklama, rüyadan uyanma değişim potansiyelini yaratır.
Kendimi rüyadan nasıl uyandırabilirim?
Düşünce ile aranıza mesafe koymak, düşünce olmadığınızı ama düşüncelerinizin olduğunu farkına varmak, bağlanıp, tutunduğunuz hikâye ile olan bağınızı koparmak için ilk adımdır ve size düşüncelerinizi farkına varmak için fırsat verecektir. O anda hangi düşünceye inanıyorsunuz? Hangi düşünce geldi ve siz o düşünceye bağlanarak hikâye yarattınız ve uykuya gittiniz? Daha doğrusu uyur gezer boyutuna geçtiniz? Farkına varın. Farkındalık size yalnızca olanlar ve başkalarının ne yaptığı üzerine değil, kendi seçimleriniz üzerinde de düşünme fırsatı verir. Yapabileceğin tek seçim mi vardı? Vardıysa neden farklı bir seçim yapmadınız? Karar verme süreciniz nasıldı? Hangi düşünceye inandınız ve tiyatroda bu rolü oynamaya başladınız?
Çoğu zaman, insanlar mutsuzlukları için başkalarını veya durumları suçlama alışkanlığı edinirler ancak kendi rollerine bakmazlar. Suçlayan, kurban rolünü gerçek sanıp, kaderleri yaparlar. Farkına varmak ve kendini yansıtmak için kısa bir ara vermek, aynı tatmin edici olmayan sonuçlara yol açan davranış kalıplarını belirlemeye yardımcı olabilir. Kendinize, “Hoşuma gitmeyen bir sonucun ortaya çıkmasında nasıl bir rol oynadım, hangi düşünceye inandım ve bu senaryoyu yazdım ve oynadım?” diye sorun.
Korku ve endişe dolu bir rüyayı devam ettirmek zorunda değilsiniz. Olumlu, iyimser ve umutlu bir ruh haline geçebilirsiniz. Daha mutlu bir hayat yaşamak istiyorsanız, ilk adım o anda ne hissettiğinizi farkına varmanızdır. O durumda duygu nedir? Korku, şiddet, öfke, kıskançlık, endişe, anksiyete, panik, umutsuzluk, depresyon, çaresizlik gibi olumsuz duygular mı deneyimliyorsunuz? Yoksa heyecan, umut, neşe, coşku, huzur gibi olumlu duygular mı deneyimliyorsunuz? Duygular bize rehber olurlar. Eğer olumlu duygular deneyimliyorsanız kendinizi uyandırmaya gerek olmayabilir. Ama eğer olumsuz duygular deneyimliyorsanız bu rüyanın kabusa dönüştüğünün işaretidir ve negatif duygular uyanmak için çalan çalar saattir. Kendinizi uyandırmanız için bedeninizin verdiği bir işarettir.
Kabustan uyanmak için ne yapacaksınız?
- Duygularınız ile iletişimde olun. O anda ne hissediyorsunuz?
- Duygularınız aracılığı ile o duyguyu yaratan düşünceyi bulun.
- Düşünceyi bulduktan sonra sorgulamaya alıp, doğruluk testi verin.
- Yazılı meditasyon olan Byron Katie’nin The Work yöntemini kullanın ve dört soruyu sorun.
- O durumda inandığım düşünce doğru mu? (Cevap evet ise)
- Gerçekten doğru olduğuna emin olabilir miyim?
- O durumda bu düşünceye inandığımda kim oluyor, nasıl hissediyor ve davranıyorum?
- Düşünceye inanmasam nasıl biri olur, ne hisseder ve nasıl davranırdım?
Sorularının yanıtlarını içinize gidip meditasyon yaparak bulun.
Biyolojik robotlar gibi yaşamak zorunda değiliz. İçinde bulunduğumuz hikâyeden farkındalık ve meditasyon yaparak çıkmamız mümkün. Rüyadan uyanmak ve hikayelerimiz olmadan gerçek benliğimizi yaşamak mümkün. Düşünceler ile aranıza koyacağınız mesafe ve onlara inanmadan, gökyüzündeki bulutlar gidip izlemeniz ve geldikleri gibi gitmelerine izin vermeniz, bugün hayatınızda yalnızca küçük bir fark yaratmış gibi görünse bile, bu, bilinçli olarak oluşturmaya çalıştığınız yeni bir alışkanlığın başlangıcı olabilir; diğer insanlarla ve özellikle gerçek kendiniz ile bağ kurmanıza ve rüyadan çıkıp, özünüze dönmenize sebep olabilir. O yüzden denemeye değecektir.
Farkına var, durakla, düşünceni yakala ve sorgula.
Bu şekilde, dönüşüm potansiyelinizden yararlanırsınız ve evrimleşme sürecinde büyümeye doğru yol alırsınız. Kâbusumuz az, farkındalığımız bol olsun.
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.