İNTERNET ESTETİKLERİ BİZDEN NE GÖTÜRÜYOR?
Farkındalık Mümkünat

İnternet estetikleri bizden ne götürüyor?

Merhaba sevgili okur,

Bugün seninle birçoğumuzun farkında olmadan içinde kaybolduğu bir dünyadan konuşalım: internet estetikleri. Hani şu her şeyin pürüzsüz ve mükemmel göründüğü, her bir detayı ince bir hesaplamanın sonucu olan “clean girl,” “coquette,” “cottage core” gibi akımlardan bahsediyoruz.

TikTok’ta gezinirken hayatını sadeleştirmiş, güne matcha içerek başlayan, beyaz keten gömleklerle pırıl pırıl bir ortamda dolaşan biriyle karşılaşmadığını söylesen, pek inanmayız. Ya da vintage elbiseler içinde romantik sahnelerde salınan “coquette” estetiğine hiç rastlamadığını… Bu görüntüler neden bu kadar çekici? Daha da önemlisi, bizden ne götürüyor?

“Mükemmel” Olmanın Dayanılmaz Hafifliği

İnternet estetiklerinin büyüleyici bir yanı var, bunu inkâr edemeyiz. Ancak bir sorun var: Bu akımlar, kendimizi bir kalıba sokmamız gerektiğini hissettiriyor. “Clean girl” olmak için cildimizin kusursuz, saçlarımızın elektriklenmeden parlaması lazım. Ama gerçek hayatta, ciltte sivilceler de olur, saç bazen istediğimiz gibi şekil almaz. Peki ya cottage core? Şehirde yaşıyorsan veya sabah kahvaltısını bahçendeki elma ağacından topladığın meyvelerle yapamıyorsan, bu estetikten uzak mı kalıyorsun?

Bu akımların hepsi güzellik ve yaşam tarzı hakkında bir ideal sunuyor. Ancak bu idealler çoğu zaman gerçeklikten uzak. Herkesin estetik bir Instagram profili veya TikTok hayatı olmak zorunda mı? Elbette hayır! Ancak bu kalıplar, çoğumuzu kendimizi yetersiz hissetmeye itiyor. Özellikle gençler, bu içeriklere bakıp “Ben neden böyle değilim?” diye sorguluyor.

Kusursuz Görüntülerin Arkasındaki Gerçek

Hatırlatalım: Birçok popüler içerik, filtreler, düzenlemeler ve bazen de sponsorlu reklamlarla destekleniyor. O “temiz kızın” banyosunda aslında dağınık bir çekmece ya da makyajsız bir cilt olabilir. Romantik bir sahnede coquette tarzında elbise giymiş kişinin arka planında, bir sürü hazırlanmış çekim ekibi var. İnternet estetikleri her ne kadar büyüleyici görünse de perde arkasında bambaşka bir dünya var. O pürüzsüz cilt, kusursuzca toplanmış saçlar ve mükemmel düzenlenmiş odalar… Gerçekten de o insanlar her gün böyle mi yaşıyor? Yoksa gördüklerimiz bir anlık sahneden ibaret mi?

Birçoğumuzun unuttuğu bir şey var: İnternette gördüğümüz bu “kusursuz” görüntüler, gerçeğin yalnızca seçilmiş bir parçası. Sosyal medyada bir fotoğraf paylaşılmadan önce saatlerce süren hazırlıklar yapılır. Kusursuz bir “clean girl” görünümü için makyaj artistleri, özel ışıklar ve hatta cildi pürüzsüzleştiren uygulamalar devreye girer. Cottage core estetiği için kameranın kadrajına girmeyen dağınıklık özenle gizlenir. Bir de filtreler ve düzenleme uygulamaları var. Cildi olduğundan daha parlak, saçları daha canlı ve arka planı daha büyüleyici gösteren onlarca uygulama kullanılıyor. Hatta o mükemmel kahve köpüğü bile gerçek olmayabilir belki bir çekim ekibi tarafından defalarca yapılmıştır.

Dahası, bu içeriklerin bir kısmı aslında pazarlama stratejisidir. Videolarda gördüğümüz ürünler genellikle sponsorlu reklamlar içerir. Bir “clean girl” sabah rutini izlerken farkında olmadan cilt bakım ürünleri, matcha çayı veya beyaz keten nevresim takımları satın almaya yönlendirilmiş olabiliriz. Bu içeriklerin güzelliği, gerçekliği değil, yarattığı hayaldir. Ancak bu hayale kapılıp kendimizi kıyaslamak, bir süre sonra yetersizlik hisleri doğurur. Peki neden? Çünkü kendimizi, aslında bir “kurgu” olan görüntülerle kıyaslıyoruz. Gerçek hayatta kimse her zaman mükemmel değildir, ama sosyal medya bunu bize unutturabilir.

Unutma, bu estetiklerin arkasında gerçek bir yaşam değil, belirli bir anı yüceltme çabası var. Bir dahaki sefere o mükemmel görüntülere baktığında, işin perde arkasını hayal et. Ve sonra kendi gerçekliğinin, tüm kusurlarıyla ne kadar özel olduğunu hatırla. Çünkü gerçeklik, filtresiz halinle çok daha güçlü ve etkileyici.

Kendine Dön ve Özgünlüğe Teslim Ol

Hadi biraz daha derine inelim. Bu kadar çok estetik akım, “ideal” görüntüler ve peşinden koşmamız gerektiği söylenen trendler arasında bir an durup kendine şu soruyu sor: Ben kimim ve gerçekten ne istiyorum? Bu sorunun yanıtı, seni özgünlüğe götüren yolda en önemli adım.

İnternet estetikleri çoğu zaman belli bir yaşam tarzını, bir “olması gerekeni” empoze eder. Ancak şu gerçeği unutmamalıyız: Hepimizin hikayesi farklı. Hiçbirimiz bir başkasının kalıbına sığmak zorunda değiliz. Senin sahip olduğun tarz, zevkler, hayaller ve yaşam biçimi sana özgü. Ve bu seni değerli kılan şeylerin başında geliyor.

Kendi tarzını bulmak kolay bir yolculuk değil, ama çok keyifli. Çünkü bu yolculuk, internetin dayattığı kalıplardan sıyrılıp kendi ruhunun rehberliğine teslim olmayı içerir. Belki sen de “clean girl” estetiğini seviyorsun ama o tarzı kendi yaşamına uyarlamak istiyorsun. Mükemmel bir şekilde düzenli bir banyoya sahip olmak zorunda olmadığını, sade bir cilt bakım rutiniyle mutlu olabileceğini fark edebilirsin. Ya da “cottage core” estetiğine hayransın ama şehirde yaşıyorsun. Bu, o ruhu yakalayamayacağın anlamına gelmez. Belki bir balkon bahçesi, belki de bir hafta sonu kaçamağı senin için yeterli olur.

Bu noktada önemli olan, trendlere ayak uydururken onların seni şekillendirmesine izin vermemek. Aksine, senin onları nasıl yorumladığın, özgünlüğünü nasıl kattığın önemli. Bu sayede, bir trendin “parçası” olmak yerine, o trendin içindeki benzersiz yorumunla bir fark yaratırsın.

Ve asıl mesele şu: Tüm bu kalıpların ve estetiklerin ötesinde, olduğun halinle yeterlisin. Hayatının en güzel detayları, trendlerden bağımsız şekilde yaşadığın anlarda saklı. Sabah uyandığında yüzüne çarpan ilk güneş ışığı, kahveni içerken hissettiğin huzur ya da gün sonunda yatağa yattığında duyduğun şükran… Bunlar filtrelere ihtiyaç duymaz, çünkü zaten senin içindeki özden gelir.

Özgünlük, kalıpların dışına çıkmayı ve kendini olduğu gibi kucaklamayı gerektirir. Bırak başkalarının fikirleri ve estetik normları seni tanımlamasın. Hayatını, seni mutlu eden, sana anlam katan şeylerle doldur. Ve unutma, senin hikayen yalnızca sana ait. Bu hikayenin yazarı da sen olmalısın.

Teslim ol özgünlüğüne, çünkü senin gerçeğin, her estetikten daha güçlü ve eşsiz. 🌟

©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.