Dergi

Aşkın kuantumu: Bütünmüş gibi davranan iki elektron

Birkaç yıl önce bulunan fenomene göre etkileşime girmiş iki elektronu alıp dünyanın iki ucuna da koysak birbirlerinden hiç ayrılmamış, hâlâ bir bütünmüş gibi birebir aynı davranıyorlar. Birini havaya kaldırınca diğeri de kendiliğinden havaya kalkıyor, birini titretince diğeri de aynı şekilde titriyor. Tıpkı aşk gibi…

Beden değil ruhların kavuşumudur gerçek aşk. Kalp merkezimizden evrene yayılan ve her şeyi oluşturan temel enerjidir. Aşk, en yüksek metafiziksel duygumuz ve ruhlarımızın çoktan anlaşmasını yapıp kabul ettiği bir teslimiyettir. Boyutlar arası, zamandan ve mekândan bağımsız, gerçekliğin hayale en yakın halidir. Eros okunu fırlatır ve iki insanın kuantum parçacıkları birbirine dolanır.

GÖRÜNMEZ BİR TUTKU VE BAĞ

Einstein, 80 yıl önce gerçekliğine inanmadığını söyleyerek tamamen reddetti yaşama dair bu gerçeği. Varlığını hiçbir zaman kabullenmedi hatta ürkütücü bularak hayatının büsbütün dışına attı. Aşkı değil tabii; aksine Einstein aşkı, insanı kör bencilliğinden kurtaran bir güç, bir ışık ve çekim olarak tanımladı. Onu hayretlere düşüren ve hiçbir mantığa sığdıramadığı şey kuantum dolanıklıklıktı. Çünkü birkaç yıl önce bulunan bu fenomene göre etkileşime girmiş iki elektronu alıp dünyanın iki ucuna da koysak birbirlerinden hiç ayrılmamış, hâlâ bir bütünmüş gibi birebir aynı davranıyorlar. Birini havaya kaldırınca diğeri de kendiliğinden havaya kalkıyor, birini titretince diğeri de aynı şekilde titriyor, biriyle yıldız işareti çizsek diğeri de neredeyse aynı anda aynı yıldızı çiziyor. Aralarında gözle görülemeyen, ölçümü çok zor ve bildiğimiz tüm Newton yasalarını yıkıp geçen bir ilişki var. Mantık sınırlarımızı zorlayan ve kabul edilen tüm kuralları anlamsızlaştıran… Tıpkı aşk gibi. Birbirlerinden ne kadar uzakta olursa olsunlar birbirlerinden etkilenmeye devam iki atom parçası, aşkın kuantum ortamdaki bir tezahürü gibi. Ruhun ve kalbin hakimiyeti altında, karşı konulamayacak kadar güçlü bu duygu, tamamen dolanık kılıyor bizi o diğer insana. Görünmez bir tutku ve bağ ile bağlanıyoruz ona. Birbirine karşı hayli hassas iki parçacık gibi sadık, incelikli ve telepatik bir etkileşim sarıyor bizi o ruha. Neredeyse bilinçsiz, istemsiz ve içgüdüsel bir yönelim yaşıyoruz ona karşı. Her hücresi, her düşüncesi, ona dair her parça önem kazanıyor bizim için.

PAGAN ATALARIMIZ YASAYI BİLİYOR MUYDU?

Kuantum dolanıklık, yakın zaman önce bulunup bilim dünyasını alt üst etmeden önce bir nevi gerçeküstü/metafizik bir kavramdı. Ne var ki Pagan atalarımız bir şekilde yasayı biliyor olacaktı ki hâlâ sıkça uygulanan düğüm ritüelleri yaparlardı. Bu geleneğe göre doğadan dileğini talep etmek isteyen kişi ağaca bez, çaput, kurdele ya da giysi bağlar. Önemli olan, dilek kime aitse bağlanacak olan parçanın da ona ait olması. Çünkü inanışa göre; bize ait olan, kullandığımız eşyanın üzerinde bizim enerjimiz olur ve onu ağaca bağladığımızda bu enerji ağaca geçer, ondan da evrene. Tıpkı âşık olduğumuzda dolanan kuantum parçacıklarımız gibi üstümüzde taşıdığımız, bize ait eşyalarla da etkileşime giriyor parçacıklarımız ve biz görmesek de enerjileri birbirlerini etkilemeye devam ediyor. Aşk kadar içgüdüsel ya da bilim kadar gerçek; bir şekilde evrensel kolektif hafızamıza yerleşmiş bu bilgiler. Kim bilir, belki de atalarımız bizden çok daha fazla şey hatırlıyordu. Aşk ise her zaman var olmamızı sağlayan, en yüce gerçekliğimizdi.

Bu içerik Mayıs 2022 tarihli Aşk Özel Sayısında yer almaktadır. Dergiyi şimdi okumak için tıklayın.
Bu içerik Mayıs 2022 tarihli Aşk Özel Sayısında yer almaktadır. Dergiyi şimdi okumak için tıklayın.

©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

ozge-ureyen
Lisans ve yüksek lisans eğitimlerini psikoloji alanında, kurumsal kariyerini danışmanlık ve Getir şirketlerinde tamamladı. Psikolog ve yazar kimliklerini ruhsallıkla birleştirerek yazılarını kaleme alıyor.