Bosna doğumlu antropolog Dr. Semir Osmanagich (Osmanagiç) 2005 yılında dünya basınına yaptığı açıklamalarda; Bosna’nın küçük bir kasabası olan Visoko yakınlarındaki tepelerin esasen birer tepeden ibaret olmadıklarını, insanlık tarihinin toprak altına gömülmüş ve unutulmuş piramitleri olduklarını söyledi. Onun söylediklerini ilginç bulup araştırmalarına destek olanlar da oldu, kesinlikle karşı çıkanlar da… Ama o araştırmalarına büyük bir gönüllü grubu ile o günden bugüne devam ediyor. Dünyada En Çok Piramit Gezen Kişi unvanına sahip olan Dr. Sam Osmanagich ile piramitlerin hikayesini konuştuk.
Bosna Piramitleri’ni yıllar önce duyduğumda büyük bir merak kaplamıştı içimi. Mısır’daki piramitlerden çok daha farklıydı. Taş blokları görmüyordunuz, sadece piramide benzeyen yeşillerle kaplı tepecikler gibi geliyordu. Ancak yaptığım araştırmalar sonucunda Bosna Piramitleri’nin çok eski olmasından dolayı üzerinin bir doğa örtüsüyle kaplandığını fark ettim. Pandemi döneminde Göbeklitepe ile ilgili araştırma yaparken Sam Osmanagich’in bir videosuna rastladım. Kendisi Göbeklitepe ziyaretinde buranın iyonizasyon seviyesini ölçüyor, ardından da Bosna Piramitleri ile karşılaştırıyordu. Kendisine yazdığım e-postayı nazikçe yanıtladı ve benimle online tanışmayı kabul etti. O gün bugündür halen arkadaşız. Mümkün Dergi için röportaj yapma davetimi de memnuniyetle karşıladı. Bence az sonra okuyacağınız bu macera azmin zaferini bir kez daha gözler önüne seriyor.
“Piramitler mezar değil, yaşayanlara hizmet eden ölümsüz yapılar”
Bize hikayenizi anlatır mısınız?
Eski Yugoslavya şimdiki Bosnalıyım. Houston Texas’ta büyüdüm, yaşadım, şirketimi kurdum. Doktora konum piramitlerdi. Kadim uygarlıklarla ilgili 18 kitap yazdım, 17 dile çevrildi. Türkiye’de ise basılmış üç kitabım var.
2005’te Bosna Piramitleri’ni keşfettim. Gezegendeki en büyük ve en eski piramitler. Bize tarihçilerinin tarihle ilgili anlattıklarının yanlış olduğunu gezerek gördüm. Piramitlerin sadece Meksika ve Mısır’da inşa edildiğini söylediler oysa 6 kıtada da piramitler var.
Mısır Piramitleri firavun mezarı dediler, bu da yanlış. Piramitlerde hiçbir mumya bulunmadı. Mısır ve Peru piramitlerinin dışındaki piramitlerin doğa örtüsü ile kaplandığını gördüm. Çin, Kamboçya, Endonezya, Meksika ve Amerika Birleşik Devletleri’ndekiler de bitki ve ormanla kaplıydı. 2005’te Bosna’da yerel bir müzeyi ziyaret ettim. O sırada dört yüzlü, üçgen yapılar gördüm ve kardinal yönlere (doğu-batı-güney-kuzey) bakıyorlardı. Bitki örtüsünün altına bakınca bloklar fark ettim. Bu bloklar yapay olarak inşa edilmişti. Sonra piramitlerin altındaki tünelleri keşfettik. Bosna Güneş Piramidi en büyük olmak üzere şimdiye kadar 6 piramit buldum. Kapadokya tünellerinden çok daha uzun tüneller bulduk. Son 17 yıldır burası en aktif arkeolojik alan. Dünyanın pek çok yerinden gönüllü uzmanlar burada çalışmalar yapıyor. Şimdiye kadar 63 ülkeden 3700 gönüllü geldi. Arkeoloji, biyoloji, jeoloji, Mısıroloji gibi klasik bilim alanları ile hi-tech, geo-termal, gibi yeni bilim alanlarından gönüllülerdi bu kişiler. Elektrik mühendisleri, ses mühendisleri, telekomünikasyon mühendisleri, medikal doktorlar gibi farklı alanlardan uzmanlar da çalışmalar yaptı. Sonuç olarak piramitlerin enerji yükseltici ve doğal enerji kaynağı olduklarını ispatladık. Bu enerjiler; iletişim, sağlığın korunması, moleküler yapının düzeltilmesi, aura alanlarının dengelenmesi, atmosferin temizlenmesi, bağışıklık sistemin güçlendirmesi için kullanılabiliyor. Piramitler mezar değil, yaşayanlara hizmet eden ölümsüz yapılar.
Bosna Piramitleri ise devletten bağımsız, kâr amacı gütmeyen bir vakıf. Gelirlerimizi arkeolojik turizm aktivitelerimizle elde ediyoruz. Rehberler, arkeologlar, danışmanlardan oluşan 72 kişilik bir kadromuz var.
Bosna Piramitleri kaç yaşında?
Bize Mısır piramitlerinin 4 bin 500 yaşında olduğunu söylendi ama bilimsel bir kanıt yok. Çünkü etraflarında organik bir kalıntı yok. Bence çok daha eskiler. Çin piramitleri 12 bin yıldan eski. Meksika’dakiler de 12 bin yıldan eski. Machu Pichu’daki ilk yapı 50 bin yıldan eski. Göbeklitepe için 12 bin yıl deniyor ancak Klaus Schmidt bana 15-18 bin yıllık olduğunu söylemişti. 13 bin yıl öncesi Paleolitik çağ ve pek çok bilim insanı o dönemde gelişmiş uygarlık olmayacağını söyler oysa yanılıyorlar. Karbon testine göre Bosna Piramitleri 28 bin yıl önce inşa edildi. Güneş Piramidi 29 bin 200 yıllık bir anahtar yapı. Sümerlerin piramitleri çok daha eski ancak henüz bulunmadı.
Piramitleri kimler inşa etti?
Piramitler çok sofistike yapılar. On milyonlarca ton materyal yerleştirilmiş, bunun için mükemmel bir geometri bilgisi gerekir. Kullanılan elementler enerji akımına uygun seçilmişlerdi. Böylece gezegenimizin ürettiği enerjiyi artırmışlardı. Bunu inşa edenler çok ileri kişilerdi. Spesifik enerji frekanslarını bildiklerini biliyoruz.
Son konuştuğumuzda dünyada en çok piramit gezen kişi sizdiniz, hala öyle misiniz?
Evet öyleyim. 6 kıtadaki piramitleri gezdim. Enerji ölçümleri yaptım, çoğunu araştırdım.
Hepimizin hayatta görevleri var. Bunların ne olduğunu anlamak bir sanat. Hayatın bizi neye hazırladığını anlamak kolay olmuyor. Görünmeyen bir el 1990’larda beni farklı ülkelerdeki piramitlere götürdü. Onları inceledim, gezdim. Peru, Mısır, Çin ve niceleri.
Saraybosna’ya geldiğimde, onların piramit olduğunu anlamaya hazırdım.
Arkeoloji yeterli değildi. Enerji de önemli. Enerji bizim spiritüel yeteneklerimizi, algılarımızı artırır. Bizi şifalandırır, suyumuzu etkiler. Piramit suyu temizdi, dokunulmamıştı, bakteri, mantar, virüs yoktu. Bizler yediklerimiz, içtiklerimiz, yürüdüğümüz yerler ve düşündüklerimiziz. Piramitler tüm alanları etkiler, sadece arkeolojik bir konu değildir. Buraya geldiğinizde bu parkta yürürken dönüşümün kendiliğinden olduğuna tanıklık edeceksiniz. Kültürel bir vaha yarattık. Spor, dans, müzik, meditasyon, yoga, detoks, neşe ile bir alan yarattık. Doğayla harmoni içinde kendi aramızda harmoni içinde bir yaşam alanı.
Pandemi döneminde ziyaretçi sayıları arttı. İlgi çoğaldı. Bir element tüneldeki yüksek konsantrasyonlu iyon havayı temizliyor, mikropları, virüsleri, bakterileri, mantarı ortadan kaldırıyor. Binlerce insanla tanıştım, maske kullanmadım, sosyal mesafe uygulamadım ve hiç covid olmadım.
Tesla der ki, “Evreni anlamak istiyorsan; enerji frekans ve titreşimi incelemelisin.” Piramit dünyasında gördüğümüz şey tam da bu.
Bosna’daki piramitlerle diğer piramitler arasında fark var mı?
Evet var. Arkeolojide Mısır Piramitleri, Çin Piramitleri diye ayırırlar. Ben orijinal piramit ve replika olarak ayırıyorum. Mesela Çin’deki piramitleri ele alalım. 250 piramitten 20 tanesi en büyük, mermerden ve kumtaşından yapılmış. M.Ö. 2500 yıldan sonrakiler çamur tuğlalardan yapılmış.
İlkler orijinal enerji makineleri, ikinciler ise zayıf replikalar.
Mısır’daki en büyük 28 piramit mermer ve kireçtaşından yapılmış. Ama sonrakiler yine çamur bloklardan inşa edilmiş.
Bosna’daki enerji makinelerinde farklı açılar, farklı materyaller, farklı enerjiler, farklı frekanslar farklı kutsal geometri şekilleri kullanılmış. Sanki birileri gezegeni gezmiş ve farklı kombinasyonların etkisini incelemiş gibi. Bosna Güneş Piramidi tam bir piramit şeklinde yapılmış, ay piramidi teraslı bir piramit, Ejderha düz piramit. Piramitlerin hepsinin altında su var ama üçünde de farklı açılar, boyutlar ve materyaller kullanılmış. Mesela dünyada su kaynaklarımızın hepsi iyi ama mineralleri farklı, yüzdeleri farklı, yine de hepsi iyi. Orijinal piramitler de böyle ve hepsi birbirine bağlanınca bu farklılığın karışımıyla süper su elde ediyoruz.
Tesla der ki “Evreni anlamak istiyorsan; enerji frekans ve titreşimi incelemelisin.” Piramit dünyasında gördüğümüz şey tam da bu.
Siz kişisel olarak piramitlerde özel bir deneyim, mucize yaşadınız mı?
Her zaman. Burayı ziyaret eden kişilerin belgelenen süreçleri var. Bazıları 7-15 günlük süreçlerde gelip kalıyor, piramitleri düzenli ziyaret ediyor. 20 yılın sonunda benim de enerjim çok daha iyi, piramitlerden gelen suyu içiyorum, detoks etkisi oluyor. Kendinizi ruhsal olarak da daha iyi hissediyorsunuz. Piramit enerjisi hem bilinç hem de bilinçaltı alanda çalışıyor.
Bu süreçteki zorluklar nelerdi? Destek ve motivasyonu nasıl buldun?
Buraya 2005’te ilk kez geldiğimde piramitleri fark ettim. Üç ay sonra Houston’dan geldim ve ön araştırma yaptım. Kültür Bakanlığı’ndan izin aldım. Arkeolojik, jeolojik olarak anomalilik olduğu söylendi. Kitabı hazırladım yayınladım. İlk basın konferansını yaptım. Dünyaya duyurdum. Pek çok medya mensubu vardı: Reuters, Associated Press, yerel basın vb. Dünya ayağa kalktı. Pek çok mail aldım destek için ama arkeologlar, tarihçiler buna karşıydılar. “Bu mümkün değil, adam para kazanmak istiyor” dediler. Burada Sarayova Üniversitesi ile iş birliği yapmak istedim ama reddettiler. “Bosna’da piramit yok” dediler ama yer altında ne olduğunu bakmadan bilemezsiniz. Ulusal Müze’ye gittim “Bosna’da firavun yok, nasıl piramit olsun?” dediler. Hala 19.yüzyılda yaşadıklarını anladım. Arkeolojik ve bilimsel araştırma için ekip bulamadım. Sonra kendi ekibimle kazılara başladık 2006’da. 33 arkeolog ve bilim insanı bizim kazılarımızı engellemek istedi. Başbakan Nisan 2006’da alana geldi ve ilk kazıyı gördü. İnsan yapımı olan karesel ve dairesel bloklar bulmuştuk. Bize destek oldu. Sonra bilim camiası daha da agresif oldu. Oysa kâr amacı gütmeyen bir organizasyonduk. Bize medya üzerinden saldırdılar. Bizi durdurmak için her şeyi yaptılar. Bana bir sürü isim taktılar. Aleyhimizde konuşmaya devam ediyorlar. Onlarla onların frekansından hiç konuşmadım, sadece bilimsel argümanlar sundum. İnsanlar bunu fark etti ve gönüllü olarak araştırmalarımıza katıldı. Arkeolojik ve bilimsel olarak ülkemiz için doğrusunu yaptık. Yaratıcı olmalıydık turizm için anı ürünleri satmaya başladık, turlar organize ettik, dünya çapından gönüllüler çağırdık, çalışmalarımıza destek verdiler. Herhangi bir uzmanlığı olmayanlara eğitimler sunduk. Gelip burada gönüllü olarak çalıştılar. Düzenli olarak her yıl gelen gönüllülerimiz var. Bu proje her yıl biraz daha büyüyor. Biz şu anda eskisinden de güçlüyüz daha çok destekçimiz var, daha çok keşfimiz ve bilimsel kanıtımız var. Daha da olacak.
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.