Aktüalite

Özgün haline dokunmaya hazır mısın?

Belki de hayatınızda iyi gitmediğini düşündüğünüz o şeyin biricik sebebi sadece ve sadece kendi özgün kimliğinize durduğunuz mesafenin uzunluğudur.

Kundalini yogaya ilgi ülkemizde son yıllarda bir hayli arttı. Bunda belki Kova Çağı’na girmemizin etkisi belki de giderek uzaklaştığımız ruhumuzun yuvaya dön çağrısının etkisi vardır, kim bilir? Kundalini yoga ve meditasyon hocaları, Nur Taran’ın önderliğinde Özgünlük Okulu adında bir oluşum kurdu. Özgünlük Okulu, 7 Ekim’de Maçka Parkı’nda “Geçmişin Hipnozundan Özgürleş, Kundalini Yoga ile Yeniden Doğum, Sesle Şifa ve Kakao Seromonisi” eşliğinde açıldı. Katılma fırsatı bulduğum bu etkinlikle ilgili izlenimlerimi Mümkün okuyucuları ile paylaşmak istiyorum.

DÜĞÜN GİBİ BİR YENİDEN DOĞUM

Hocam Neslihan Buzkan’dan “Özgünlük Okulu’nun açılışı var gelmek ister misin?” çağrısı alınca hiç düşünmeden kabul ettim. Nur Taran’ın kurduğu okulun yogalı, meditasyonlu, mantralı açılışında buldum kendimi. Nur Taran ve Gökçe Es geçtiğimiz cuma günü kendi özgün halleriyle, katılımcıların kendi özgün hallerine dokundular saatler boyunca. Seansın adı Kundalini Yoga ile Yeniden Doğum’du. Yeniden doğduk mu bilmiyorum zira uyandığımız her gün, aldığımız her nefes belki bir doğum. Ya da bunca sıkışıklık arasında yaşamaya çalıştığımız, kendimize, benliğimize, ruhumuza alanlar açmaya uğraştığımız kısacık anlarımız da yeniden doğum.

Biz o cuma gecesi yaklaşık 50 kişi hep beraber Maçka parkında genelde düğün organizasyonları için kullanılan Svadba isimli salonda bir çeşit düğün yaşadık. Ama bağdaş pozisyonunda ve mantralar eşliğinde… Kimi zaman ilahiler de karıştı seslerimize.

Ses şifacısı, meditasyon rehberi Gökçe Es’le şaman kökenlerimize yolculuk yaptık. Kakao seremonisiyle bir olduk, doğanın rehberliğiyle benliğimizin en vahşi köşelerine dokunmayı denedik. Ruhumuzun alanını genişlettik, evrenin enerjisiyle titreştik, şanslı hissettik, var hissettik.

KAKAONUN BİLGELİĞİ KUNDALİNİ ŞİFASIYLA BİRLEŞİRSE…

Özgünlük Okulu, mekânı öyle güzel hazırlamış ki hepimiz için birkaç saatlik yuva oldu. Zaten Kundalini yoga insanı yuvasına, kalbine döndürür hep. Bu izlenim yazısında Kundalini enerjisine duyduğum yoğun coşku izlenimden öte kelimeler dökebilir bu sayfaya, affola!

Önce Özgünlük Okulu’nu neden kurduğunu anlattı Nur ve okulun ismine nasıl karar verdiğini. Çünkü mantralar ve kriyalar kısaca Kundalini hep kendi özgün halimizi bulmamız için bizimle.

Varoluşumuzun amacına ulaştığımız zaman tamamlanmış hissedeceğimiz bir dünya burası. Kundalini yoga da tamamlanma teknolojisini hücrelerimize, epifiz bezimize, beynimize, nöronlarımıza kazımak için burada. Kolay mı? Hiç değil, o başka bir yazı konusu.

Gelelim o geceye… Nur Taran önce yürüttü bizi, mekâna köklenmemiz, ayak tabanlarımızı hissetmemiz, bulunduğumuz yer ile bağlantıya geçmemiz için… Sonra hiç tanımadığımız insanlar rastgele birbirimizin gözlerinin içine baktık, kimi gözler dolu dolu oldu; bence bağlantı kurma ve şefkat ihtiyacımızdan. Sonra kriyalar başladı, Nur Taran yönlendirdi, Gökçe Es büyülü sesiyle katılımcıları bambaşka alemlere sürükledi. Gerçeğimize yeniden doğmak, geçmişten özgürleşmek için kendi çemberimizi, alanımızı oluşturduk Nur Hoca’nın direktifleriyle. Vazgeçmemek için direndik. Kundalini yogada kriyaların içinden geçmek de ayrı bir mesele. Gökçe Es ukulelesiyle, sesiyle şifalandırdı herkesi….

Kundalini bölümü bitince seremoniyel kakao faslı başladı. Kakao seremonisinde ilk kez bulundum. Aynı zamanda güçlü bir antioksidan da olan sıcak kakaoyu bir niyetle dilek dileyerek içersen mutlaka cevabını alıyormuşsun. Kakaonun bilgeliği ve kutsal ruhuyla çıktığın şamanik yolculukta köklerin sana yolu gösteriyormuş.

Ses şifacısı, meditasyon rehberi Gökçe Es’nin şamanik öğeler de kullandığı meditasyonla sürdü gece. Bir ormanın içinde ağaçlarla, nehirlerle, rüzgarla güneşle beraber yol aldık. Meditasyonun sonunda o salonda bulunan herkes bambaşka bir haline uyandı. Gecenin bitiminde yeniden doğumumuzu kutladık. Her şey çok büyülüydü, doğanın içinde evrenin enerjisiyle titreştik. Nur’un açtığı alan Gökçe’nin sesiyle bizi kucaklayan sevgi frekansı, yeniden doğduğunu bilmenin umudu, ruhuyla bağlantıya geçmeye çalışan, bunun için çaba harcayan iyi insanların varlığı bir titreşim olup evrensel şifada yerini bulmuştur diye düşündüm. Kendimi çok şanslı ve şükran dolu hissettiğim o gece ruhsal bir aileye de adım attım.

Öykü Deren Taran, Elif Marangoz, Serhat Hoşkal, Gökçe Es, Efsane Odağ, Neslihan Buzkan, Cüneyt Asi Duru, Gülnur Badakal’ın eğitimleriyle alan açacakları Özgünlük Okulu’nu takip edin derim, belki de hayatınızda iyi gitmediğini düşündüğünüz o şeyin biricik sebebi sadece ve sadece kendi özgün kimliğinize durduğunuz mesafenin uzunluğudur.

Sat Nam*

*Gerçek benim özümdür.

©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Sinem Gündem
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünden mezun oldu. 22 yıldan bu yana televizyonların haber merkezlerinde çalıştı, haber programları çekti. En büyük tutkusu yazmak ve soru sormak.