Sevgili Okuyucu,
Hayatta güçlü olmak, çoğu zaman dimdik ayakta durmak, kimseye muhtaç olmamak, hiçbir şeyden etkilenmemek olarak görülüyor. Özellikle kadınlar için bu kavram, yıllar içinde inşa edilen kalın bir zırh haline geldi. Ama hiç düşündün mü? O zırh seni gerçekten koruyor mu, yoksa seni dış dünyadan, sevdiklerinden ve en önemlisi, kendinden mi uzaklaştırıyor?
Güç, Sadece Sertlik Değildir
Toplum, güçlü kadınları hep net sınırları olan, duygularını belli etmeyen ve “başarıya odaklanmış” bireyler olarak tanımlıyor. İş hayatında, ilişkilerde ve sosyal çevrede güçlü olmak, çoğu zaman “zayıf görünmemek”le eş anlamlı hale geliyor. Ama güç, sadece dışarıdan görülen sertlik değildir. Bir an düşün: Belki de çocukken düşüp dizini kanattığında ağlamaman gerektiği söylendi, çünkü güçlü kızlar ağlamazdı. Belki duygularını dile getirdiğinde “abartıyorsun” denildi, çünkü güçlü kadınlar kontrolü kaybetmezdi. Sonra büyüdün ve öğrendin: Kırılgan olmak risklidir.
Ancak, en büyük cesaret bazen zırhını biraz gevşetmekte, içindeki hassasiyete yer açabilmekte saklıdır. Güçlü olmak, her zaman savaşçı olmak zorunda değildir, bazen en büyük güç, “Buna ihtiyacım var” diyebilmektir.

Hassasiyet Zayıflık Değil, Derinliktir
Birçok kadın, hassas olduğu için zayıf sanılmaktan korkar. O yüzden hislerini kontrol altına almaya, hatta bastırmaya çalışır. Ama hassasiyet, seni daha derin, daha anlamlı bağlar kurabilen biri yapar.
Düşünsene, sevdiğin bir insan sana duygularını açtığında onu daha iyi anlamanı sağlayan şey nedir? Onun gözlerindeki kırılganlığı görebilmek, hislerini sezebilmek… Peki, ya senin gözlerinde de aynı kırılganlık varsa? Bunu göstermek neden zayıflık olsun? Kimi zaman, hassasiyetini göstermekten korktuğun için güçlü görünmeyi seçiyorsun. Duygularını geri plana itip her şeyi kendi başına halletmeye çalışıyorsun. Oysa belki de tam da o an birinin sana “Ben buradayım, seninle birlikteyim” demesine ihtiyacın var.
Bir an dur ve kendine şu soruyu sor:
Bastırdığım duygularım neler? Kimsenin bilmesini istemediğim, ama aslında en çok paylaşmak istediğim ne var?
Zırhını Biraz Esnetmeye Ne Dersin?
Zırhını tamamen çıkarmana gerek yok. Ama belki biraz esnetebilirsin. Nasıl mı?
- Duygularını bastırmak yerine onlarla yüzleşerek. Birine üzgün olduğunu söylemek, seni zayıf yapmaz. Tam tersine, seni daha gerçek kılar.
- Kendine izin vererek. Bazen yorulabilirsin, düşebilirsin, hata yapabilirsin. Bunlar seni güçlü yapar çünkü insan olmanın doğasında var.
- Destek istemekten korkmayarak. Güçlü olmak her şeyi tek başına yapabilmek değildir. Bazen bir omuza yaslanmak da gücün bir parçasıdır.
- Bağ kurarak. İnsanlarla derin bağlar kurmak, onların yanında gerçekten “sen” olabilmek büyük bir cesaret ister. Ama bunu yapabildiğinde, gerçek anlamda güçlü hissedeceksin.
Hassasiyetini sahiplenmek, kendini sevmenin en güzel yollarından biridir. Çünkü sen sadece güçlü değil, aynı zamanda sevgi dolu, anlayışlı, derinlikli ve çok yönlü bir kadınsın.
Peki, bugün zırhını biraz olsun esnetmeye hazır mısın?
Sevgiyle
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.