Doğruluk mu Cesaret Mi?
Aktüalite

Doğruluk mu Cesaret mi?

Çocukluğumuzda, birbirimizle oyunlar oynamanın kıymetini daha iyi bildiğimiz zamanlarda, doğruluk mu cesaret mi adını verdiğimiz bir oyun oynardık. Ortamıza aldığımız bir şişeyi çevirirdik ve şişenin ağzı kime gelirse, doğruluğu seçtiği vakit kendisine kendisiyle ilgili bir soru sorar ve “doğru” cevabını merakla beklerdik. Cesareti seçerse de cesaret etmesi güç bir eylemi yerine getirmeye mecbur kalırdı. Çoğumuz ya tavuk gibi gıdaklardık ya da pencereyi açıp âşık olduğumuz sevgilinin adını mahalleye haykırırdık. En absürt şeyleri seçmekte de üzerimize yoktu. Oyun bile olsa, doğru söylemenin bir erdem, cesur olmanın da gururlu bir duruş olduğunu bilirdik.

Bugün aynı şişe yeniden dönüyor; ancak ortada dönen oyun bizim oyunlarımız kadar masum değil.

BUGÜN DOĞRULUK DA CESARET DE HAYATİ!

Günlerdir göz yaşı döküyoruz. Hepimiz elimizdeki tek haber kaynağı olan telefonlarımızın küçücük ekranlarının içine düştük, içimizde kış uykusuna yatmış umut parçacıklarını uyandıracak bir haber kovalıyoruz.

Gençlisi ihtiyarı sokakta canını dişine takmış bar bar bağırıyorlar:

Hak

Hukuk

Adalet

Hepimizin Kulağına

Hava

Su

Ekmek

gibi gelen bu cümleler, en temel ihtiyacımız olan özgürlük ve demokrasi, asırlardır uğruna nice canları yitirdiğimiz Cumhuriyet’e sahip çıkma gayretidir ve yazıktır ki yerlerde tekmeleniyoruz. Ben siyasetten anlamam, politikayı sevmem, okurum, araştırırım, izlerim, söylenenlerin muhakemesini yaparım, içimde demlerim işittiklerimi ancak yine de farklı görüş ve inançlara saygımdan hududumu da haddimi de bilirim. Ancak, bugün yaşanılanların siyasetin çokça ötesindeki gerçekliğine uyanışım da yine damarlarımdaki asil kanın mevcudiyetindendir.

Kişisel gelişim kitaplarında okuduklarımızın, katıldığımız eğitimlerde gönül raflarında muhafaza ettiğimiz “bildim bildim” lerimizin hayata fiilen geçirilmesi için tam da vaktidir. Oturduğumuz yerden ahkam kesemeyecek kadar gırtlağımıza kadar gaflet ve dalalet içindeyiz. Nutkumuzun tutulduğu anlarda sarılacak birincil kaynağımız yine Nutuk’tur.

Tarih ve edebiyat kitaplarımızın sayfalarını tekrar tekrar çevirdiğimizde karşımıza çıkan döngüler ve yaşanılanlardan çıkardığımız derslerse bir diğer kaynağımızdır.

TARİHTEN DERS ALMAMAK, TEKRARINA DAVETİYE ÇIKARIR

Geçmişin olaylarıyla yüzleştiğimizde, onların tekrarını önlemenin ilk adımını atmış oluruz. Kolektif hafızası güçlü toplumlar aynı hatalara düşmekten kaçınırlar. Demokrasi dışı tüm müdahaleler, hukukun üstünlüğünün ayaklar altında çiğnenmesi, farklı seslerin susturulması, fikir ve görüşlerin bastırılması toplumun adalet duygusunu zedeler, iktirada duyulan güven kaybolur. Adalet duygusu ve güven her ilişkinin olmazsa olmazıdır. Biz ve onlar? Onlar denilen de BİZ’iz!

Bu idrake varmak için sokaklarımızda başka ülkelerin bayraklarını taşıyan askerlerin yürümesine, göklerimizde yabancı jetlerin uçmasına, limanlarımızda yabancı gemilerin demirlemesine gerek olmadığı gibi müsaade de yoktur. Çünkü bu topraklarda nefes alan her çocuk, her genç, her yaşlı aynı bayrağın gölgesinde büyür. Farklılıklarımız düşmanlık sebebi değil, zenginliğimizin temelidir.

Zenginlik, benim ve evladım için kilisede mum yakan , Ümre’de namaz kılan, sinagogda  dua fısıldayan kardeşlerimin aynı sofrada oturabilmesidir. Çünkü, atalarımızdan öğrenmişizdir ki:

Ekmek, bölüşmeden doyurmaz.
Sofra, paylaşılmadan bereketlenmez.
Yürek, ötekini kabul etmeden büyümez.

Anlamak için dinlemek gerekir,

İşitmek için görmek gerekir,

Görmek için gönül gözünü açmak gerekir,

Dinlediğin, işittiğin, gördüğün, kalp süzgecinden geçmeyi başarmış ise idrake varılır.

Anlaşılacağımı, işitileceğimi umarak hatırlamak ve hatırlatmak isterim:

Yerde tekmelediğin evlat benim evladım, 9 yaşında babasının yanında cepheye giden ve Kurtuluş Savaşı’nda savaşan Nezahat Onbaşı’dır,

Yüzüne gaz sıktığın hukukçu Maraş’ta bir kadının çarşafına uzanan Fransız askerlerine karşı ilk kurşunu sıkan Sütçü İmam’dır,

Elindeki joplarla kafasına vahşice vurulanlar cepheye mermi taşırken donarak can veren Şerife Bacı’dır,

Amaçları kahraman olmak değildir, senden, benden, diğerlerinden ‘aferin’ almak değildir, öğretmenin gözüne girmekse hiç değildir.

Üzüntüm sadece bu hakikate gönül gözünü kapatmış olanlar da değil! Onlar meydanlarda Hak, Hukuk, Adalet, Demokrasi ve Cumhuriyet için seslerini duyurmaya çalışırken, onların güvenliği için el açıp dua eden ana babaları göz yaşı dökerken, karıncanın bile incinmesinden imtina edenlerin ellerine geçirdikleri klavyeyle kendisinden farklı fikir ve görüşe sahip olanları kılıçtan geçirmesidir. Sağlıklı bir toplum, özgür medyayla, eleştirilebilen iktidarla ve aktif sivil toplumla mümkündür, siyasi görüş, inanç ya da kimlik farkı, yan yana durmaya engel değildir. Acılar ve umutlar ortaklaştığında toplumsal bağ güçlenir.

Bizi birleştiren ortak zemin; dilimiz, tarihimiz, bayrağımız ve vicdanımızdır. Krizleri birlikte aşmanın yolu, şüphesiz ki birlikte durmaktan geçer. Devletin şefkati, tüm vatandaşlarını kapsadığında gerçek anlamda güçlü olur. Her birey, bu ülkenin tam ve eşit parçasıdır. Toplumun ihtiyaçlarını, taleplerini ve acılarını duymak; yönetimin bir lütfu değil, vazifesidir!

Gerçeklerin saklandığı, halkın yanıltıldığı her dönemde güven kaybolmuş, kriz derinleşmiştir. Bunları sınav kağıdına yazıp ikmale kaldığımız o son dersi de versek, aldığımız diplomayı altın çerçeveye koyup duvara da assak, birini uygulamada eksik bıraktığımızda korkarım ki sınıfta kalırız. Birbirimizi incitmeden, nezaketle, saygıyla, anlayışla iletişim kurmak mümkündür, olmak zorundadır.

Çünkü gerçek şudur ki:

Bizim birbirimizden başka kimsemiz yoktur!

Sevgi ve şükranlarımla!


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

pinar-gogulan
Essex Üniversitesi mezunu. Kurumsal hayatın ardından psikolojiye ve biyolojiye olan hayranlığını Regresyon ve Recall Healing teknikleriyle taçlandırdı ve uluslararası platformdaki birikim ve deneyimlerini kaleme alarak farkındalık yaratmayı hedefliyor.
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.