Bazen bir sessizlik çığlık olur. Bazen suskun kalanlar, en çok konuşması gerekenlerdir. Ve bazen, bir insan yalnızca vicdanını dinlediğinde gerçekten insan olur.
Son günlerde yaşananlar, kulaklarımızda çınlayan adaletsizlik hikâyeleri, içimizi sızlatan hukuksuzluklar bir kez daha şu soruyu sorduruyor: Vicdan taraf tutar mı?
Evet.
Vicdan taraf tutar. Ama bu bir ideolojinin, bir zümrenin, bir menfaatin tarafı değildir.
Vicdan hep adaletin yanındadır.
Haksızlığa uğrayan bir çocukta, sustuğumuz bir haber başlığında, görmezden geldiğimiz bir bakışta, kalbimizin içini sızlatan her şeyde vardır.
Vicdan, daima hakkın, adaletin, ezilenin ve sesi kısılmışın tarafındadır.
Adı bile içinde can taşır.
Vicdan.
Yani canın özü, insanlığın sesi.
O ses sustuğunda, adalet körleşir, insanlık eksilir.
Bir çocuğun gözyaşına kayıtsız kalamayan, haksızlığa uğramış birinin halini içten içe hisseden herkes bilir ki, vicdan asla nötr değildir. Tarafsız kalmakla vicdansızlık arasında çok ince bir çizgi vardır. Ve o çizginin adı: seyirci olmaktır.
Bugün yaşadıklarımız bize şunu gösteriyor: Bazı insanlar sessiz kalıyor çünkü kendi rahatını, düzenini, çevresini korumayı adaletten daha değerli görüyor. Ama unutulmasın: Sustuklarımız, bir gün bizim utancımız olur. Zulüm karşısında susan, sadece dilsiz şeytan değildir; aynı zamanda insanlığını da kaybedendir.
Vicdanını dinleyen bir insan, hiçbir zaman adaletten uzak duramaz. Çünkü vicdan, ilahi bir pusuladır. İsterse tüm dünya yanlışta birleşsin, vicdan bir kişinin bile doğruyu seçmesine yol açar. O yüzden bazen bir kişi yeter. Bir kişinin “bu haksızlık” demesi, bir kişinin “ben buradayım” demesi dünyayı değiştirir.
Vicdan taraf tutar. Ve o taraf daima hakikatin yanıdır.
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.