İnsanlığın Uyanışı: Seçimlerin Gücü ve İki Taraflı Yolculuk
Farkındalık

İnsanlığın Uyanışı: Seçimlerin Gücü ve İki Taraflı Yolculuk

İnsan fark etmek üzere yaratılmış tek varlıktır, kendi anlamına ve gerçekliğine ulaşabileceği tüm programlar kendisine varoluştan armağan edilerek yaratılmıştır. Bu süreç, fark ettiklerinden sonra nasıl var olmak ve nasıl bir ifade ile dünyada yer almak gerektiği üzerine şekillenir. Dünyadaki yolculuğu boyunca insanın attığı adımlara “seçimler” tanımını vermemizin ardında yatan esas sebep budur. Spiritüalizmde ve Kur’an’da, iki tarafın varlığından söz edilir: Seçimlerini iyilik ve sevgiden yana yapanlara “aydınlık taraf”, evreni ve aynı eş zamanlılığın parçası olarak kendilerini de karanlığa sürükleyen seçimler yapanlara ise “karanlık taraf” denilmiştir. Her iki taraf da ilahi sistemin ve evrensel oyunun bir parçasıdır.

Ancak insan olarak bu dengenin ortasında bulunmak zaman zaman zorlayıcıdır. Korkular, kaygılar, öfke gibi duygular seçimlerimizi etkileyebilir. Eğer gerçek potansiyelimizi ortaya koymak istiyorsak ve aydınlık tarafta yürümek için ant içtiysek kendi deneyimlerimden size söyleyebilirim ki çıktığınız bu yolculuk sırt üstü uzandığınızda size pamuk şekeri vaat eden masmavi gökyüzü ayak tabanlarınızın altında hissettiğiniz yeşil çimen ve çiçekli tarlalarda yürümekten ibaret olmayacaktır. Aksine, farkındalık yolculuğunun bazı duraklarında toprağınızın verimsiz taşları ayak tabanlarınızı belki de kanatacak, gökyüzünü kaplayan karanlık bulutlar görüş mesafenizi kapatacak yolunuza çıkan sıra dağlar öylesine geçilmez olacak ki aşılmaz hissedeceksiniz. İyi haberse gözyaşları ve acılar geçicidir, size uyanış sürecinizde eşlik ederler. Özgür ve otantik insan halinizle tanıştığınızda geriye dönüp baktığınızda “var” olabilmeniz için yaptığınız seçimlerin bireysel özgünlükle yakından ilişkili olduğunu keşfedersiniz.

Nazım Hikmetin şiirinde ifade etmiş olduğu, “Yaşamak, bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” insanın varoluşunun temel ihtiyaçlarını ne de güzel anlatır.

Dostlarım, otantik bir şekilde yaşamak için ilk durak bireyselleşmedir yani kişinin kendi özgürlüğünü kucaklaması ve seçimlerinin sorumluluğunu almasıdır. Farkındalık yolculuğu kendine karşı dürüst olmayı, kendi değer ve inançlarına göre hareket etmeyi ve toplumsal baskılara ya da dış beklentilere boyun eğmemektir: Otantik yaşam, kendini yansıtmayı, iç gözlemi ve kişinin özgürlüğünü kullanmanın getirdiği belirsizlikler ve risklerle yüzleşme arzusunu gerektirir. Kısacası; İnsan var olmak için bireysel sorumluluğu alıp başına geçtiği direksiyonun tüm zorluklarına, belirsizliklerine endişelerine katlanmaya hazır maceralı yolculuğuna adım atar. Bu yolculuk sizi; kendi hayatınızı tek ve hür yaşayabilen ve aynı zamanda içinde bulunduğunuz toplum ve dünyayla uyumlayan insancıl anlayışla tanıştırır içinizdeki iyiyi keşfederken ne çok karanlıkla karşılaştığınıza siz bile şaşırırsınız ve dostlarım bir anlam bütünlüğünde yaşamak içinizdeki eksik parçanın tamamlanması için bu yolculuk zaruri ihtiyaçtır.

Varoluşun Merkezinde İnsan

İnsanın varoluşu sadece fiziksel bir gerçeklik değil, aynı zamanda zihinsel ve ruhsal bir anlam taşır. Filozof Søren Kierkegaard’a göre insan, evrenin ana gerçeği ve merkezidir. Onun felsefesi, bireyin ahlaki ve dini sorumluluğuna, iradesine ve inancına odaklanır. Kişilik, bilinç ve seçim yetisiyle insan, diğer tüm varlıklardan ayrılır ve evrende merkezi bir rol üstlenir. Bu bakış açısıyla yaşadıklarımızı yeniden değerlendirdiğimizde, içimizdeki gücü, potansiyeli ve anlam arayışını daha derinden kavrayabiliriz. Ne kadar karmaşık, çelişkili ya da zorlayıcı olursa olsun; bu dünyada kendi direksiyonumuza geçmek, kendi anlamımızı bulmak hepimizin önünde bir görev olarak durmaktadır.

Yakın zamanda gerçekleştirdiğim New York ve Washington seyahatim, bu kavramları derinlemesine değerlendirdiğim bir içsel dönüşüm süreci oldu. New York; finans, medya, sanat ve hayallerin kenti olarak, bireysel gücün simgesidir. Washington ise anayasa, hukuk ve siyasi yapının merkezidir. Bu iki şehir, pek çok idealistin hayallerinde metaforik olarak aydınlık ve karanlığın fiziksel temsili gibiydi.

2002-2003 yıllarında spiritüalizmle ilk kez tanıştığımda duyduğum ve o yıllarda yalnızca zihnimde canlandırabildiğim kavramların şimdi gerçek hayatta somutlaştığının uzun zamandır bilincindeyim öte yandan bu seyahatimde gözümle görmek büyüleyiciydi. Sezgisel olarak 10 yıl kadar önce bize söylenen “karanlık ve aydınlık aynı sahnede görünür hale gelecek” bilgisi artık bir gerçeklik olmuştu. Bu farkındalık, içimdeki korkuları ve öfkeleri dönüştürme fırsatı sundu. O yolculuk, dıştan çok içe yapılmış bir farkındalık yolculuğuydu.

Evrensel Meselemiz: Özgürlük, Sorumluluk ve Adalet

Sevgili okuyucu, bugün dünya üzerindeki her birey ve ulus, aynı üç temel meseleyle karşı karşıya: özgürlük, sorumluluk ve adalet. Devlet yapıları bireyin haklarını kısıtlayan bir çehreye bürünmüş durumda. Fakat bu baskı, aynı zamanda insanlığın uyanışı için güçlü bir tetikleyici haline geldi.

Karanlık ve aydınlık iç içe geçerken, lider figürlere bakın ve onların temsil ettikleri değerleri sorgulayın. Bu yazı size bir teselli sunmak için değil, bir farkındalık penceresi açmak için kaleme alındı.

Farkındalık Yetisi ve İnsanın Dirilişi

Yaradan, yalnızca insana “farkındalık” yetisi vermiştir. Bu eşsiz beceriyi hatırladığımızda, özgür iradenin kutsallığını da yeniden fark ederiz. Artık, özgürlüğümüzü korumak ve geliştirmek için harekete geçme zamanı. Kendi potansiyelimizi gerçekleştirme sorumluluğu bizde. Otoriter sistemler, bu uyanışla yüzleşmeye hazırlanmalı.

Çünkü insan, şimdi kendi berraklığını ortaya koyuyor. Gölgeyi değil ışığı seçiyor. Farkındalık, bu çağın en güçlü devrimidir.


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

sebnem-toker
Bournemouth College Büro Yönetimi mezunu. Yaklaşık 30 yıldır üst düzey yönetici asistanlığı yapıyor. 2002 yılından beri kendini kaşif olarak adlandırdığı yolun yolcusu… Yaşamın Direksiyonunda atölyesinin kurucusu ve Profesyonel Jungian Koç. Koçlukta Sanat Terapisi, NLP, metafizik, hipnoz ve Seraphim Blueprint uluslararası uygulayıcı eğitmeni.
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.